15. Ceza Dairesi 2017/36419 E. , 2018/1539 K.
"İçtihat Metni"Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan şüpheliler ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01.03.2017 tarihli ve 2016/78212 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Bakırköy 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10.04.2017 tarihli ve 2017/1743 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10.11.2017 gün ve 94660652-105-34-10987-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.08.2017 gün ve 2017/47259 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut dosya kapsamına göre, müşteki tarafın iddiaları ile ilgili olarak müşteki tarafından her ne kadar şirket ticari defterleri üzerinde bağımsız denetçiye bir denetim yaptırılmış ise de, haklarında aynı sayılı soruşturma kapsamında kamu davası açılan sanıklar ...,..., ... ve ... ile aynı işyerinde çalışan diğer şüphelilerin iddia konusu suçlara iştirak ettiklerine yönelik iddiaların doğru olup olmadığının aydınlığa kavuşturulması için, şüphelilerin banka hesapları, şirket ticari defterleri, muhasebe kayıtları ve fatura, sevk irsaliyesi gibi belgeler, işletme, muhasebe ve bankacılık alanında uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek gerekli bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve tanık ifadeleri alınmadan eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla merciince itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma talebinin içeriği incelendiğinde, ... hakkında dava açıldığı belirtilmek suretiyle bu şüpheli yönünden verilen karara karşı bozma isteminde bulunulmadığı belirlenerek, diğer şüphelilerle sınırlı olarak yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre; şikayetçi şirket ile ...’in şirketlerine ait ticari defterler, muhasebe ve banka kayıtları, fatura ve sevk irsaliyesi gibi belgeler getirtilip, şüphelilerin banka hesapları da araştırılarak ilgili kayıtlar celp edildikten sonra dosyanın işletme, muhasebe ve bankacılık alanında uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmesi suretiyle gerekli bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve tanık ifadeleri alınmadan, yine iade formlarında imzası bulunan...’in bu imzayı inkar etmesi nedeniyle yazı ve imzaların ona ait olup olmadığı araştırılmadan eksik incelemeyle karar verilmesi nedeniyle itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, Bakırköy 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10.04.2017 tarihli ve 2017/1743 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 05/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.