2. Ceza Dairesi 2020/12010 E. , 2020/4815 K.
"İçtihat Metni"Hırsızlık suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 141/1 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Uşak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/05/2014 tarihli ve 2013/36 esas, 2014/342 sayılı kararının, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 05/02/2019 tarihli ve 2016/16750 esas, 2019/1918 sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, Cumhuriyet savcılığı tarafından yapılan 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi talebinin kabulü ile hükmün infazının durdurulmasına, infaz evraklarının bila infaz iadesinin istenilmesine, uzlaştırma kapsamına giren suçla ilgili olarak gerekli uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı uzlaştırma bürosuna gönderilmesine dair Uşak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/06/2019 tarihli ve 2013/36 esas, 2014/342 sayılı ek kararına karşı o yer Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/09/2019 tarihli ve 2019/310 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 03/02/2020 gün ve 94660652-105-64-14905-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/02/2020 gün ve 2020/18012 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- 5237 sayılı Kanun"un 7/2.maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki hüküm uyarınca Cumhuriyet savcılığınca yapılan, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki hüküm uyarınca Cumhuriyet savcılığınca yapılan, 6763 sayılı Ceza MuhakemesiKanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesine ilişkin talebin, infaza konu 5237 sayılı Kanun"un 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun, "kararın infazına başlanmasından sonra" 24/11/2016 tarihinde uzlaşma kapsamına alındığından bahisle Mahkemesince kabulü ile infazın durdurulmasına karar verilmiş ise de; infaza konu hırsızlık suçundan 14/05/2014 tarihinde verilen mahkûmiyet kararının, 05/02/2019 tarihinde Yargıtay tarafından onanması ile infazına başlandığı, dolayısıyla Mahkemenin kabulünden farklı olarak 6763 sayılı Kanun"un, mahkûmiyet hükmünün infazına başlanmasından önce yürürlüğe girdiği, bu bakımdan anılan değişikliğin, Yargıtay tarafından yapılan temyiz incelemesi sırasında mevcut olduğu cihetle, söz konusu kararın niteliği itibariyle 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesinde düzenlenen uyarlama yargılamasına konu teşkil etmesinin mümkün bulunmadığı nazara alınarak, itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
2-Kabule göre de; Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 05/02/2019 tarihli mezkûr ilâmında da belirtildiği üzere, sanığın üzerine atılı suçun, 5237 sayılı Kanun"un 142/1-b maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun hukuki nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanun"un 141/1. maddesi gereğince uygulama yapılması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmadığı cihetle, Mahkemenin önceki yanılgılı uygulaması nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuçtan yararlandırılması, sanığı ikinci sefer atıfetten yararlandırmak olacağı ve bu durumun da Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 04/03/2008 tarihli ve 2008/6-47 esas, 2008/43 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açacağı gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dairemizin 05/02/2019 tarihli ve 2016/16750 Esas – 2019/1918 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere müştekiye ait iş yerinin önünde zincirle kilitli olarak bulunan dokuma makinesinin zincirinin kırılarak çalınması şeklindeki eylemin TCK’nın 142/1-b maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, sanık ...’ın eylemine ilişkin suç vasfının belirlenmesindeki yanılgının sonraki değerlendirmelerde kazanılmış hak sağlamayacağı da dikkate alınıp sanığın eylemine uyan suçun 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi gereğince uzlaşma kapsamında olmadığı gözetilerek itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, itirazın reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (UŞAK) 3. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 04.09.2019 tarihli ve 2019/310 D. İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 01/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.