23. Hukuk Dairesi 2012/6440 E. , 2013/212 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı işbölümü itirazının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin, parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle usulsüz bir biçimde kooperatif yönetim kurulu kararıyla ihraç edildiğini ileri sürerek, müvekkili hakkında alınan ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, işbölümü itirazında bulunarak dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; kooperatif yönetim kurulu ihraç kararının iptali istemine ilişkin bu davanın niteliği itibariyle ticari dava olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin işbölümü itirazının kabulü ile dosyanın istek halinde görevli ve yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü ilişkisi iken 6335 sayılı Kanun"un 2.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38.maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9.madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. İlke olarak mahkeme gönderme kararı ile o davadan elini çeker. Bu nedenle, gönderme kararı nihai bir karardır. Ancak diğer nihai kararlardan farklı olarak, gönderme kararı verildiği anda kesin kararlardan olup, yalnız başına temyiz edilemez. Nitekim, 24.04.1967 tarih ve 12/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda “TTK.’nun 5/3 ncü madde hükmü karşısında, gönderme kararlarının verildikleri anda kesin olup, yalnız başına temyiz edilemeyeceği ve ancak esas hükümle birlikte temyiz olunabileceği, bu kararın niteliğine tamamen yabancı olan ve onunla bağdaşması mümkün olmayan nihai bir hükmün bu karar ile birlikte yanılgı sonucu verilmesi
halinde, gönderme kararının nihai hükme ilişkin bu bölümünün yalnız başına temyizinin mümkün olduğu” öngörülmüştür. Öte yandan, HMK"nın 331/2. maddesinde gönderme kararlarında yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği öngörüldüğü gibi, bu İBK"nda ve gönderme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 7/son maddesi hükmünde, gönderme kararları nedeniyle vekalet ücretine hükmedilemeyeceği de öngörülmüştür. Gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, davalı yanın HMK"nın 331/2 nci maddesi uyarınca talebi halinde davanın açıldığı bu mahkemece davacının yargılama giderlerine hükmedilmesi mümkün olup, bu düzenlemeler gönderme kararının temyiz edilemeyeceğine ilişkin anılan İBK"nı ve dayanağı olan 6272 sayılı TTK"nın 5/3. maddesini ortadan kaldırmadığının kabulü gerekir. Mahkemece verilen kararın, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 5/3. maddesinde düzenlenen işbölümü ilişkisine dayalı, kesin nitelikte bir gönderme kararı olmasına ve gönderme kararı ile birlikte ayrıca gönderme kararının niteliğine yabancı olan ve onunlu bağdaşması mümkün olmayan nihai bir hükmün (örneğin vekalet ücreti) bu karar ile birlikte verilmemiş olmasına göre yalnız başına temyiz edilmesi mümkün olmadığından, davalı vekilinin işbölümü itirazının kabulü kararına yönelik temyiz isteminin HUMK"nın 432/4. maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.