MAHKEMESİ : ... İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı davalı ... Şirketi aleyhine dava açmış, dava dilekçesinde bu şirkette çalıştığını iddia etmiştir.
Davalı vekili yetki itirazında bulunduğu gibi davacının davalı şirketin işçisi olmadığını savunmuştur.
Mahkemece getirtilen ... kayıtlarından davacının çalışmasının bildirildiği şirketin ... Şirketi olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece davacının dava dilekçesi özetlenmiş, davalının yetki ve husumet itirazını içeren savunması özetletmeden “ davalı davanın reddini istemiş “ şeklinde kısa bir açıklama yapılmış, tanık beyanları ve diğer deliller belirtilip, açıklanmamış, davalının husumet itirazının değerlendirilmesi yapılmamış, özellikle davacının neden dolayı davalı şirketin işçisi kabul edildiği, yada davalının ne sebeple davacının alacaklarından sorumlu olduğunun gerekçeleri açıklanmamıştır.
Hükme esas bilirkişi raporunda davacının işvereni olan şirket ile davalı şirket arasında organik bağ olduğu belirtilmiş ise de, bu tespiti yapma görevi bilirkişinin olmayıp, Mahkemenindir. Mahkeme kararında bir üst paragrafta belirtilen hususlardaki gerekçeyi kendisi oluşturmak zorundadır. Mahkemece bu konuda gerekçe oluşturulmadığı gibi bilirkişi raporundaki yetkisiz tespitten dahi bahsedilmemiştir.
Bu nedenlerle Anayasa’ nın ve HMK. nun amaçladığı anlamda gerekçe taşımayan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.04.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.