17. Hukuk Dairesi 2014/15513 E. , 2017/2160 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve maliki olduğu aracın müvekkilinin kullandığı araca tam kusurlu olarak çarpması sonucu müvekkilinin kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığını, araç başkasına ait olup ticari aracı plaka kira sözleşmesi ile kiracı olarak kullandığını, aylık 3.500 TL kira bedeli ödediğini, çalışamadığı süreye ait ödeyemediği kira bedelinin 7.000 TL olduğunu, kullandığı araca ait çalışamadığı dönemde kazanç kaybının 10.800 TL, çalışamadığı döneme ait gelir kaybının 2.500 TL olduğunu, kaza nedeniyle araçta meydana gelen hasarın bir bölümünün dava dışı sigorta şirketi tarafından ödendiğini ancak bakiye 8.000 TL hasar bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin yaralanması nedeniyle iki aya yakın süre iş ve gücünden geri kaldığını, elem çektiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.000 TL ödenemeyen kira bedeli, 10.800 TL aracın kazanç kaybı, 2.500 TL müvekkilinin gelir kaybı, 8.000 TL hasar bedeli ve 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun gereğince işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, ıslah dilekçesiyle maluliyet tazminatı bakımından 17.035,44 TL, aracın kira bedeli bakımından 750 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili ...’ya çıkartılan dava dilekçesinin tebliğ edildiğine dair tebligat parçasında 28.05.2010 tarihinde muhtara tebliğ edildiği ancak müvekkiline haber verilmesi için ne komşusuna, ne yöneticiye bilgi verildiğine dair herhangi bir ibare olduğunu, müvekkili ...’ın ise hiçbir zaman ...’da ikamet etmediğini, ....’da ikamet ettiğini, dava dilekçesinin müvekkillerine tebliğ edildiğine ilişkin tebligat parçalarının usulüne uygun olmadığını, beyan ve itirazlarının süresi içerisinde yapıldığının kabulü gerektiğini, davacının da kusurlu olduğunu, davacının tedavi giderleri ile diğer maddi zararlarının da müvekkillerince karşılandığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın maddi tazminat davasının kabulüne, dava konusu 17.035,44-TL maluliyet tazminatı ile 750,00 TL araç kiralama bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, dava konusu 8.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.321,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 28.2.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.