Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, takip konusu ilamın taşınmazın aynına ilişkin olduğunu, kesinleşmeden takip konusu edilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptalini istemiş, mahkemece takip konusu ilamın kooperatif hissesinin tespitine, iptal ve tesciline ilişkin olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
Takip konusu ilam incelendiğinde, davacı alacaklının;
1-Kooperatif hissesinin devri nedeniyle isabet eden daire ve bağımsız bölümlerin mülkiyetinin tespitini,
2-Tespit edilecek bu taşınmazların tapu kayıtlarının iptal ve tescilini istediği görülmektedir.
Ankara 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin, 2006/327 Esas, 2007/265 karar sayılı kararı ile 16 ve 53 nolu bağımsız bölümlerin ½ payının davacıya ait olduğunun tespitine, sair isteklerin reddine karar verilmiştir. Anılan tespit kararı “taşınmaz mülkiyetinin tespitini” içerdiğinden, taşınmazın aynı ile ilgili olması nedeniyle kesinleşmeden infaz edilemeyeceği gibi, hükmün fer"i niteliğinde olan yargılama giderleri de karar kesinleşmeden takip konusu edilemez.
Açıklanan nedenlerle, taşınmazın aynı ile ilgili hükümler içeren takip konusu ilam, kesinleşmeden infaz edilemeyeceğinden, şikayetin reddi yerine aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.