5. Ceza Dairesi 2019/9658 E. , 2020/9929 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İcbar suretiyle irtikap
HÜKÜM : Eylemlerin rüşvet alma suçunu oluşturduğunun kabulüyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında TCK"nın 283. maddesi gereğince cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davaları ile ilgili olarak mahallinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüş, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/2010 tarihli ve 2009/5-167-2010/70 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, icbar suretiyle irtikap suçunda mağdurun iradesini baskı altında tutmaya elverişli olmak koşuluyla, doğrudan veya dolaylı biçimde yapılan her türlü zorlayıcı hareketin icbar kavramına dahil olduğu, manevi cebirin, belli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, mağdurun baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma olanağının bulunmaması gerektiği, mahkemece de kabul edilen somut olayın oluş şekline göre sanıkların öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere Yasanın öngördüğü anlamda icbar ve ikna boyutuna varan davranışlarının bulunmadığı, yine sanıklar ... ve ..."ın polis memuru olmaları sebebiyle hakkında arama kaydı bulunan kişileri yakalamalarının görevleri kapsamında olduğu ve TCK"nın 250/1. maddesinde tanımlanan icbar boyutunda bir eylemleri bulunmadığı gibi icbar boyutunu aşan cebir ya da tehdit eylemlerinin de bulunmadığı, bu itibarla irtikap, yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, tüm sanıklar yönünden tebliğname ve ek tebliğnamedeki bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.
Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz sırasında nazara alınması mümkün görülmüş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ... yönünden sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık ... hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanması sırasında hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu bentteki hak ve yetkilerin tamamını kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece ""memuriyet hak ve yetkisini kullanmaktan yasaklanmasına"" şeklinde sınırlı uygulama yapılması,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin ve sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin sanık ... yönünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın düzeltilmesi mümkün bulunduğundan aynı Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak ve mahkemenin ceza tayinine yönelik takdiri de nazara alınarak (1) no"lu hüküm fıkrasındaki hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin 4. paragrafının sanık ... yönünden "Sanığın, ayrıca cezanın infazından sonra işlemek üzere, TCK"nın 53/5. maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay süre ile aynı Kanunun 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına"" şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan sanık ... hakkındaki hükmün DÜZELTİLEREK, delillerle iddia ve savunma, yapılan yargılama göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen katılan vekili ile sanık müdafin temyiz itirazlarının reddiyle sanık ... hakkındaki hükmün ise DOĞRUDAN ONANMASINA,
Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı doğrultusunda uygulanması lüzumu,
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanması sırasında hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu bentteki hak ve yetkilerin tamamını kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden sadece ""memuriyet hak ve yetkisini kullanmaktan yasaklanmasına"" şeklinde sınırlı uygulama yapılması,
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri düzenlenmiş ve sanığın tekerrüre esas alınan Silvan Asliye Ceza Mahkemesinin 11/03/2010 tarihli ve 2007/81 Esas, 2010/237 Karar sayılı ilamına konu tehdit suçunun da uzlaşma kapsamına alınmış olması karşısında; anılan ilam ile ilgili uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 05/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.