5. Ceza Dairesi 2018/9506 E. , 2020/9886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri açıklama
HÜKÜM : Zincirleme olarak ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri açıklama suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31/01/2017 tarihli ve 2016/13-982 Esas, 2017/29 sayılı ve benzer Kararlarında da belirtildiği üzere; çok sanıklı dosyalarda, sanıkların her birinin birbirlerinden bağımsız olarak kanun yoluna başvurma hakkının bulunduğu, kural olarak sanıklardan birinin verilen karara karşı yaptığı kanun yolu başvurusunun, diğer sanıklar hakkında verilen hükümleri kapsamadığı ve hükmün kanun yoluna başvuru için öngörülen sürenin sonunda kesinleştiği ancak temyiz kanun yolu bakımından gerek 1412 sayılı CMUK"nın 325. gerekse 5271 sayılı CMK’nın 306. maddelerinde yer alan ve hükmün bozulmasının diğer sanıklara sirayetini düzenleyen hükümlerdeki koşullar gerçekleştiği takdirde temyiz edenler lehine oluşacak durumdan temyiz yoluna başvurmayan, süresinden sonra başvuran veya temyize başvurmakla beraber talebi kabul edilmeyen sanıkların da yararlanmalarının sağlanması suretiyle bu kişilerin temyiz edenlerden daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğinin giderilmesinin amaçlandığı ve bozmanın sirayetinde yerel mahkeme hükmünün temyiz etmeyen sanık yönünden bozulmayıp sanığın sadece bozma kararının sonucundan yararlandırıldığı dikkate alındığında, 11/09/2012 tarihli ilk hükmü yasal süresinde temyiz etmeyen sanık ... müdafin sirayet nedeniyle bozma sonrası verilen hükmü temyiz etme hakkı hukuken mümkün olmadığından, lehe bozmadan sirayet nedeniyle istifade eden sanık hakkında müdafin bozma sonrası verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, incelemenin sanık ... ... müdafin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Tebliğnamede sanık hakkında ilk hükümde TCK’nın 43. maddesi uygulanmadığı halde temyize konu hükümde uygulanmak suretiyle CMUK’nın 326/son maddesine ve kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluğuna karar verilerek aynı Yasanın 53/4. maddesine muhalefet edilmesi şeklinde yer alan hususlarda düzeltilerek onama isteyen düşüncelere, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlülükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinde "hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine C.Savcısı veya 291. maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz" düzenlemesinin yer alması, ilk kararda sanık hakkında 2 yıl hapis ve 2.400 TL adli para cezasına hükmedilmesi, bozmadan sonra kurulan hükümde ise 1 yıl 15 gün hapis ve 1.500 TL adli para cezasına karar verilmesi, sonuç cezanın bozulan ilk hükümdeki hapis ve adli para cezasından daha ağır ve kısa süreli olmaması dikkate alınarak iştirak edilmemiş, hüküm fıkrasında TCK’nın 43. maddesi uyarınca artırım yapılıp ceza belirlenirken “yıl” yerine “gün” ibaresinin yazılması, sonuç cezanın yıl üzerinden belirlenmesi de gözetilerek, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2007 tarihli ve 2007/10-108 Esas, 2007/152 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 60 gün olarak belirlenmesi ve tayin olunan 62 gün adli para cezasının da TCK"nın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 20 TL’den adli para cezasına çevrilirken 1.240 TL yerine 1.500 TL olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, yerel mahkemenin hapis cezasını alt sınırdan tayinine yönelik takdiri de gözetilerek hüküm fıkrasında adli para cezasının uygulanmasına ilişkin "60 gün", "75 gün", "62 gün" ve "1.500,00 TL" ibarelerinin sırasıyla "5 gün", "6 gün", "5 gün" ve "100,00 TL" şeklinde değiştirilmesi suretiyle eleştirilen hususlar dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA 04/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.