17. Ceza Dairesi 2015/28266 E. , 2016/1797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
I-Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
14.04.2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, hapis cezasından çevrilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirasına kadar olan (üçbin Türk Lirası dahil) mahkumiyet hükümleri kesin olup, hüküm tarihi, cezanın türü ve miktarı itibariyle hükmün temyizi olanaklı olmadığından suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz talebinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında katılan ..."na yönelik hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan beraat hükmü ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile ilgili temyiz nedeninin incelemesine gelince;
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında müşteki ..."e yönelik eylemi nedeni ile ayrı bir mahkumiyet hükmü kurulduğu halde suça sürüklenen çocuğun müşteki ..."a yönelik eylemi nedeni ile hüküm kurulurken sehven ..."in de müşteki olarak gösterilmesi ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında müşteki ..."e yönelik eyleminde karar gerekçesinde suçun konut dokunulmazlığını ihlal etme olarak kabul edildiği halde karar başlığında ve hükümde suç adının “işyeri dokunulmazlığını ihlal etme” olarak yazılması ve uygulama maddesinin TCK 116/2 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında müşteki ..."e yönelik eylemi ile ilgili tutulan 17.12.2013 tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağına göre polislerin çevrede yaptıkları araştırmada 4031 sokak no:10 sayılı işyeri önünde .. ve ... marka ve Maypet tablet olduğunun görüldüğü ve müştekiye sorulduğunda malzemelerin kendisine
./...
ait olduğunu belirtmiş olması karşısında suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde etkin pişmanlık koşulları bulunmadığı halde uygulanması ve suça sürüklenen çocuk ..."ın müşteki ..."a yönelik hırsızlık suçundan etkin pişmanlık nedeni ile TCK "nın 168/1. maddesi uyarınca indirim yapılması neticesi hesap hatası yapılarak 1 yıl 24 gün hapis cezası yerine 1 yıl 22 gün hapis cezası belirlenerek eksik ceza tayin edilmiş olması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında müşteki ..."a yönelik hırsızlık eylemi nedeni ile kurulan hükümde suça gözcülük yaparak asli fail olan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK"nın 37. maddesi uygulanması gerekirken aynı Yasanın 39. maddesinin uygulanması ve suça sürüklenen çocuk ..."ın müşteki ..."a yönelik birden fazla kişiyle işyeri dokunulmazlığını bozma suçunu işlemesi nedeni ile hakkında 5237 sayılı Yasa"nın 119/1-c. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre katılan ... vekili ve suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak:
Suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz dilekçesine ekli olarak sunduğu .... Eğitim ve Araştırma Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu raporunda "hafif düzey zihinsel gerilik" olduğunun belirtilmesi karşısında; suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK"nın 32. maddesi gereğince, akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının saptandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedeni yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,17.02.2016 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Mağdurlar ... ve ...."ın sokak üstünde zemin katta bulunan işyerlerinin giriş kapılarının hırsızlık yapmak amacıyla sert bir cisimle zorlanarak açılmak istendiği ancak başarılı olunamayarak fiilin teşebbüs aşamasında kaldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Suç yeri bir binanın eklentisi niteliğinde değildir.
.../...
Sanıkların hırsızlık amacıyla mağdurun işyerine girmeye çalıştıkları kabul edildiğine göre olayda bir fiil iki netice bulunmaktadır.
Fiil, mağdurun işyerine girmeye teşebbüs; netice ise mağdurun zilyetlik ve işyeri dokunulmazlığı haklarının ihlaline teşebbüstür.
Ortada TCK"nun “Fikri içtima” başlığı altında düzenlenen 44. maddesinin uygulanması gereken bir durum mevcuttur.
Çünkü madde metnindeki “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” hükmü tereddüde yol açmayacak kadar açıktır.
Maddenin gerekçesinde de “”Böylece bir fiilden dolayı kişinin birden fazla cezalandırılmasının önüne geçilmek amaçlanmıştır.” denilerek kanun koyucunun amacı vurgulanmıştır.
... de Türk Ceza Kanunu adlı kitabında kanun koyucunun yaklaşımını, failin bu durumda her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırılmasının adil olmayacağı ve fakat birden fazla netice gerçekleştiğinden failin bunların en ağır cezayı gerektireninden cezalandırılmasının kabul edildiği şeklinde değerlendirmiştir.
Zaten kanun koyucu erime sistemi ilkesi gereğince fikri içtima nedeniyle öngörülen cezayı yerinde bulmazsa, ...."in Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler adlı kitabında belirttiği gibi, farklı fikrî içtimanın varlığına rağmen, en ağır cezayı gerektiren suçun belli oranda arttırılmasını istemektedir. ..., TCK"nın 297/1 madde fıkrasındaki infaz kurumuna veya tutuk evine yasak eşya sokmak suçunu örnek vermektedir. Yani böyle hâllerde bile TCK"nun 44. maddesi gereğince fikrî içtima kurallarına göre uygulanacak tek ceza uygulanmaktadır.
Yine bu kabul uygulamada da yerleşmiş olup; Yargıtay 13. Ceza Dairesi"nin 13.04.2015-2014/20482-2015/6813, 14.05.2014-2013/15926-2014/17503, 06.05.2015- 2014/22392-2015/8489, 30.06.2015-2014/23233-2015/12103 gün ve sayılı ilamları ile Yargıtay 17. Ceza Dairesi"nin 06.04.2015-2015/881-2015/256 gün ve sayılı ilamı yalın örneklerdir.
Suçun kurucu ve zorunlu unsurlarından olan fiilin tekliği gözetilmeden TCK"nın 2, 3, 44. maddelerine aykırı olarak, mağdurlar ...’a ve ..."a karşı gerçekleştirilen hukuka aykırı birer eylem hakkında hem hırsızlığa teşebbüs hem de işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan ceza tayinini yerinde bulan sayın çoğunluğun bu yöndeki kabulüne katılmıyorum. 17.02.2016