9. Hukuk Dairesi 2014/2141 E. , 2015/13668 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket bünyesinde 10.12.2010-01.10.2012 tarihleri arasında iletişim danışmanı olarak çalıştığını, sigortasının 09.04.2011 tarihinden yapıldığını, davalı işverence 01.10.2012 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeksizin davacının iş akdinin feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram genel tatil ücreti ve ücret alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işe başlama tarihinin 09.04.2011 olduğunu, aksi iddianın mesnetsiz ve haksız olduğunu, davacının asgari ücretle cep telefonu ve aksesuarları satış elemanı olarak 09.04.2011 tarihinde işe başladığını, sonrasında ... tarafından aldığı iletişim danışmanlığı eğitimi ve sertifikası sonrasında 29.04.2012 tarihi itibariyle iletişim danışmanı olarak çalışmaya devam ettiğini, ibraname niteliğindeki belgeden anlaşılacağı üzere davacının şirketten hiçbir maaş ve benzeri alacağı bulunmadığını, davacının iş akdinin İş Kanununun 25/II-e ve 25/II-g maddeleri uyarınca 01.10.2012 tarihinde sona erdiğini, feshi haklı ve geçerli kılanın davacının hal ve hareketleri olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin davalı şirket tarafından haksız bir şekilde fesih edildiğini iddia ettiği, davalı işverenin ise davacının işverenin güvenini kötüye kullandığının anlaşılması ve devamında bağlılığa uymayan hal ve hareketlerle şirketi zarara uğrattığının anlaşılması ile birlikte ardı ardına iki gün işe gelmediğini, bu sebeple haklı olarak iş sözleşmesinin fesih edildiğini savunduğu, dinlenen davacı tanığı ...’ın, davacı ile şahsi olarak bir telefon takasında bulunduklarını, ertesi gün davacının kendisini arayarak telefonları değişmekten vazgeçtiğini söylediğini, bunun üzerine davacının çalıştığı işyerine giderek telefonu iade ettiğini ve kendi telefonunu da davacıdan geriye aldığını, bu arada davacıdan bir telefon kılıfı hediye etmesini istediğini, davacının da oradan kendisine işverenin bilgisi dışında bir cep telefonu kılıfı hediye ettiğini beyan ettiği, davalı işverenin davacının bu şekilde bilgisi dışında tanık ... "a telefon kılıfı hediye ettiğini tespit etmesi üzerine davacının davranışlarında değişiklik meydana geldiği ve işyerinde daha agresif davranması sebebi ile davalı işveren davacının iş sözleşmesinin feshedildiği, özellikle davalı tanıkları ... ve..."in ifadelerine göre davacının iş sözleşmesi telefon kılıfını hediye etmesi nedeni ile değil, davacının agresif davranışları nedeni ile iş sözleşmesi davalı işveren tarafından fesih edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatına yönelik taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye..., ... ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu ... müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Uzun süre ücretlerinin ödenmediği iddiası karşısında, işverence cevap dilekçesinde dayanılmak kaydıyla yemin teklifi hakkının olduğu hatırlatılmalı ve gerekirse bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan sonra sonuca gidilmelidir. Dairemizce, çok uzun süre ücret ödenmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek, hakimce resen yemin teklifinde bulunulabileceği de kabul edilmektedir (Yargıtay 9.HD. 18.10.2004 gün 2004/7006 E. 2004/23275 K).
Somut olayda;
Yerel mahkemece her ne kadar davacının ücret alacağı talebi kabul edilmiş ise de, dosyada bulunan 16.10.2012 tarihli imzası inkar edilmeyen ibraname niteliğindeki belgeye değer verilerek ücret alacağı talebinin reddi gerekirken, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.