Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/17417
Karar No: 2014/2217

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/17417 Esas 2014/2217 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2013/17417 E.  ,  2014/2217 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İstanbul 3. Aile Mahkemesi
    TARİHİ :16.04.2013
    NUMARASI :Esas no:2012/159 Karar no:2013/283

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; tamamı yönünden, davalı tarafından ise; yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Davacı kadın davalı ile yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma ilamı ile boşandıklarını, boşanma ilamının Beykoz Aile Mahkemesince verilen karar ile tanındığını, tanıma kararının 10.4.2006 tarihinde kesinleştiğini belirtip; davalı adına kayıtlı üç adet taşınmazın 1/2 hissesinin adına tescilini, bu olmadığı taktirde taşınmaza yaptığı katkının tespit edilip tarafına ödenmesine karar verilmesini, davalı adına İmar Bankası Kadıköy şubesinde yer alan hesaptaki mevduata yapmış olduğu katkının tespit edilip tarafına ödenmişine karar verilmesini ve Türk Medeni Kanununun 174/2, 178. maddeleri uyarınca lehine 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı kadının manevi tazminat ve davalı adına kayıtlı hesapta bulunan paralara ilişkin açtığı davaların zaman aşımı nedeniyle reddine, dava konusu taşınmazlara yapılan katkıya yönelik açılan davasının ise ispat olunamadığından bahisle reddine karar verilmiş, verilen karar taraflarca temyiz olunmuştur.
    2-Davacını manevi tazminat isteği, boşanmadan sonra açılan boşanmaya bağlı manevi tazminat (TMK.md. 174/2) talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 178. maddesi; evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarının, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağını hükme bağlamıştır. Olayda boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş olup, bu kararın tanınmasına ve tenfizine karar verilmedikçe, boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılması olanağı bulunmadığına göre, zaman aşımı süresinin, hakkın kullanılabilir duruma geldiği tarihten, başka bir ifade ile tenfiz veya tanımaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren başlaması gerekir. Yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin karar 10.4.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Buna göre manevi tazminat talebi yönünden dava süresindedir. Açıklanan sebeplerle, işin esasının incelenmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden sürenin ilamın verildiği ülkedeki kesinleşme tarihinden başlatılarak davanın zaman aşımından reddi doğru görülmemiştir.
    3-Davacı İmar bankası Kadıköy Şubesinde yer alan hesaptaki paralara ilişkin talebi yönünden yapılan incelemeye gelince; dava konusu hesap 19.11.2002 tarihinde açılmış olup açılan dava niteliği itibariyle değer artış payına ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 5.maddesine göre, Borçlar Kanunu"nun genel nitelikli hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 646. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 544.maddesi) de Borçlar Kanununu MK"nun mütemmimi olarak kabul
    .. etmiştir. Edinilmiş mallara katılma rejimine tabi davalar bakımından zaman aşımı süresinin Hukuk Genel Kurulu"nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararıyla da belirtildiği gibi Türk Medeni Kanununun 5.maddesi yollamasıyla Türk Borçlar Kanunu"nun 146 (Borçlar Kanunu 125). maddesine tabi olduğu belirlendiğine göre, somut olayda uygulanması gereken zaman aşımı süresi de 10 yıldır. Gerçekleşen bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş, taraf delillerinin eksiksiz şekilde toplanarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle talebin zaman aşımından reddi de isabetsizdir.
    4-Davacı kadın İzmir, Çeşme, Musalla Mahallesi"nde bulunan 3 adet taşınmazın edinilmesine yaptığı katkıya binaen katkı payı alacağı isteminde bulunmuş, mahkemece bu istek; katkı alacağına ilişkin isteğin somut olarak ortaya konulup ispatlanmadığından bahisle reddedilmiştir. Dosya içerisinde yer alan tapu kayıtlarından dava konusu edilen taşınmazların evveliyatının dava konusu 374 ada 11 parsel sayılı taşınmaz olduğu, bu taşınmazın 1/2 hissesinin evlilik birliğinin devamı esnasında 23.8.1991 tarihinde davalı koca tarafından satın alındığı, sonrasında diğer hissedarlarla yapılan rızai taksim ve imar uygulamaları neticesinde 7134 ada 1 ve 2. nolu parsellerin 374 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki davalının 1/2 hissesine karşılık davalı adına tescil gördüğü anlaşılmıştır. Davacı yurt dışında ikamet etmeye başlanılması sonrasında çalışmalarının bulunduğunu beyan etmiş, buna ilişkin çalışma kayıtlarını ihtiva eden belgeyi dosyaya ibraz etmiştir. Mahkemece ibraz edilen belge uyarınca davacı kadının yurt dışı çalışmalarının tespiti için müzekkere yazılması yönünde ara karar tesis edilmesine rağmen ara karar gereği beklenilmeksizin yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir. Ne var ki bu talep yönünden mahkemece toplanan deliller karar vermeye yeterli düzeyde değildir. Mahkemece yapılacak iş öncelikle her iki tarafın dava konusu taşınmazların edinilme tarihindeki gelir durumlarının gerektiğinde tarafların bayanları da alınarak ilgili Alman makamlarından sorulmak suretiyle tam olarak tespit edilmesi, dava konusu taşınmazların edinilme tarihi itibariyle değerlerinin belirlenmesi, sonrasında uzman bilirkişi marifetiyle tespit edilen gelir durumu ve edinme tarihi itibarıyla kocanın 743 sayılı Türk Medeni Kanununun 152. maddesinden kaynaklanan bakım yükümlülüğü de nazara alınmak suretiyle davacı kadının taşınmazların edinilmesine yapabileceği katkı oranının belirlenmesi, bulunan bu orana göre taşınmazların dava tarihindeki bedelleri gözetilerek davacı kadının varsa katkı payı alacağı tutarının tespitinden ibarettir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ile talebin reddi de usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda 2., 3., ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.02.2014(Pzt.)

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi