7. Hukuk Dairesi 2015/37067 E. , 2016/1946 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ise davanın süresinde açılmadığını, davacının iş sözleşmesinin düşük performans nedeniyle geçerli olarak feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir
Mahkemece, birbirini teyit eden tanık beyanlarından çıkarılan işçilere önceden ihbar önelinde bulunulmadığı, çıkarılacakları gün insan kaynakları bölümüne çağrılıp çıkışlarının verildiği ve aynı gün ihbar öneli ile geriye dönek 2 saat iş arama izni formlarına imza attırıldığı anlaşıldığından davalının ihbar önelinde bulunduğu ve 2 saat iş arama izni verildiği beyanına itibar edilmediği, iş sözleşmesinin feshinin ise geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır.
Somut uyuşmazlıkta davacı işçiye, 24.06.2014 tarihli fesih bildirimi ile iş sözleşmesinin 24.06.2014 tarihinde ihbar edilmek ve ihbar öneli süresinde çalışmak şartıyla 19.08.2014 tarihi mesai sonu itibariyle feshedileceği belirtilmiş, davacı işçi de aynı tarihli şerh ile okuduğunu ve kabul ettiğini belirterek imzalamıştır.
İşe iade davası ise 15.09.2014 tarihinde açılmıştır.
Davacının itirazsız imzaladığı Ağustos 2014 bordrosunda davacı için yıllık izin ücreti tahakkuku olduğu görülmüştür.
Yine davacı tarafından itirazsız şekilde 19.08.2014 tarihi atılarak imzalanan sulh ve ibraname başlıklı belgede “ ...yasal önel süreme uygun biçimde 24.6.2014 tarihinde önceden bildirim yapılarak 19.08.2014 tarihinde fesih edilmesi nedeniyle...” ayrıldığını belirtilmiştir.
Davacıya yalnızca kıdem tazminatı tahakkuku yapıldığı da anlaşılmıştır.
Son olarak sunulan yeni iş arama izin formu başlıklı belgede davacının 25.06.2014 tarihinden 19.08.2014 tarihinde kadar iş arama iznini kullandığına dair her gün ayrı alınmış imzalı belge sunulmuş, bu belgenin 31 Temmuz-7 Ağustos 2014 arası dönemde yıllık izin açıklaması yapılan kısmı hariç diğer günlerde imzalı olduğu da tespit edilmiştir.
Davacının izinli olduğu bu dönem sunulan yıllık izin defterinden de tespit edilmiştir. Yani davacının belirtilen dönemde yıllık izin kullandığı itirazsız imzalanan yıllık izin defteri suretinden de anlaşılmıştır.
Tüm bu belgelere yönelik olarak davacı vekili ise yazılı beyanlarında “...dava açma süresi ihbar öneli süresinin bitimi olan 19.08.2014 tarihinde başlayacak ve 19.09.2014 tarihinde sona erecektir. Dava 15.09.2014 tarihinde açılmıştır...” şeklinde beyanda bulunmuş, duruşmada ise “ ...bildirimin noter kanalıyla veya işveren tarafından yazılı bir şekilde yapıldığının ispatı gerekir, bu nedenle savunmaları kabul etmiyoruz...” şeklinde beyanda bulunduğu da izlenmiştir.
Hal böyle olunca yukarıda belirtilen belgeler ve bu belgeler ile içerekleri ve altında yer alan imzalara itiraz etmeyen davacının, salt bu belgelerde belirtilen fesih şekli ve tarihi ile çelişkili olan işyerinde başka işçilere ya da kendilerine uygulandığını belirttikleri ancak işverenin bu davranışının davacıya da uygulandığına dair görgüye değil duyuma dayalı davacı tanık beyanlarına itibarla davacının dahi ileri sürmediği iddialara üstünlük tanınarak 19.08.2014 tarihinin fesih tarihi olduğunun kabulü ile karar verilmesi hatalıdır.
Yapılması gereken iş, 1 aylık yasal süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmelidir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin yatırılan 25,20 TL harcın tenzili ile bakiye 4,00 TL harç giderinin davacıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30.40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T"ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Kalan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının istem halinde davalı şirkete iadesine, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.