19. Ceza Dairesi 2019/19746 E. , 2019/7185 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiillerin devletin sözü edilen egemenlik hakkı ile birlikte vergilendirme hakkını ve mali yararlarını ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada,
a) Sanık ... hakkında 22/04/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2013/843 E. sayılı mahkumiyet hükmünün Dairemizce aynı gün 2019/10624 E. sayılı dava dosyası üzerinden incelenerek bozulmasına karar verilmesi,
b) Sanık ... hakkında 23/04/2013 tarihinde işlediği aynı nitelikteki suç nedeniyle Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/1196 E. sayılı dosyasında verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizce aynı gün 2019/4282 E. sayılı dava dosyası üzerinden incelenerek, 22/09/2013 tarihinde işlediği aynı nitelikteki fiilden Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/27 E. sayılı dava dosyasında verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizce aynı gün 2019/10636 E. sayılı dava dosyası üzerinden incelenerek, bozulmasına karar verilmesi karşısında;
Anılan dava ile iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp, hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2- Sanık ... hakkında, 23/04/2013 tarihinde işlemiş olduğu fiil için 19/09/2013 tarihinde düzenlenen iddianname ile hukuki kesinti oluştuğunun UYAP ortamında yapılan araştırmadan anlaşılması karşısında 14/04/2013 ile 23/04/2013 tarihlerinde işlediği fiiller için kendi aralarında, 22/09/2013 ile 23/10/2013 tarihinde işlediği fiiller için kendi aralarında ayrı ayrı zincirleme suç hükümlerinin uygulanabileceği gözetilmeksizin 14/04/2013 ve 23/10/2013 tarihinde işlemiş olduğu fiiller nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 43/1. maddesi uygulanarak ve belirlenen temel hapis cezası 3 yıl olarak belirlendikten sonra anılan maddenin uygulanması sırasında 1/4 oranında artırım yapılırken 3 yıl 9 ay yerine 4 yıl hesaplama yapılıp sonuçta fazla ceza tayini,
Kabule göre de,
1- Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2013 tarih, 2012/118 Esas ve 2013/170 Karar sayılı kararının 08/05/2013 tarihinde suç tarihinden sonra kesinleştiği gözetilmeksizin sanık ... hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
2- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
3- Suç tarihi itibarıyla uygulanması gereken 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesinde cezaya konu edilen eylemin ambalajlarında bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkileri üretmek, yurda sokmak, ticari amaçla bulundurmak, nakletmek, satışa arz etmek veya satmaktan ibaret olması karşısında suça konu eşyadan alınan numuneler getirtilerek ilgili işaretlerin bulunup bulunmadığının hakim tarafından tespiti yerine, gerekmediği ve sanıkların KEMT varakasındaki değerlere ilişkin itirazı da bulunmadığı gözetilmeksizin keşif icra edilip bilirkişi raporu alınarak yapılan yargılama giderlerine kendileri sebep olmadığı halde bu yargılama giderlerinin sanıklardan tahsiline karar verilmesi,
4- Sanıkların, ambalajında bandrol bulunmayan sigaraları satışa arz etmekten ibaret fiillerinin suç tarihi itibarıyla münhasıran 6455 sayılı Kanun’la değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesine uyduğu gözetilmeksizin, sigaraların yurda kaçak sokulduğundan bahisle anılan Kanun’un 3/18. maddesinin 5237 sayılı TCK’nun 44. maddesi delaletiyle uygulanması,
Kanuna aykırı ve sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN, tebliğnameye uygun olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 15/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.