
Esas No: 2020/795
Karar No: 2022/359
Karar Tarihi: 12.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/795 Esas 2022/359 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmü temyiz incelemesinde, yargılamanın hukuka uygun yapıldığı ve suçun sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği vurgulanarak hüküm ONANMIŞTIR. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü temyiz incelemesinde ise, suçun oluşması için unsurlarının gerçekleşmediği, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen \"kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak\" kabahatini oluşturduğu belirtilmiştir. Bu nedenle hüküm BOZULMUŞ ve sanık hakkında idari para cezasına yer olmadığına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır: Resmi belgede sahtecilik suçu için 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçu için ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi uygulanmaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 23.03.2015 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 20.07.2017 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
A) Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin temyiz incelemesinde:
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin temyiz incelemesinde:
Dairemizin 25.02.2020 tarih, 2017/16424 Esas ve 2020/1749 Karar nolu ilamında da belirtildiği üzere TCK'nin 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, TCK'nin 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerektiği dikkate alındığında; somut olayda; suç tarihinde hakkında uyuşturucu ticareti suçunu işlediğinden bahisle ihbar yapılan ve kolluk görevlilerince gerçek kimliği ile bilinen sanığın yakalandığında, ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini ibraz ettiği, ancak kimlik tespiti için emniyete götürülen sanığın gerçek kimlik bilgilerini bildirdiği tutulan tutanakların da sanığın gerçek kimlik bilgilerine göre düzenlendiği, bu aşamada ... adına düzenlenmiş bir adli ya da idari soruşturma belgesi veya tutanak bulunmaması nedeniyle TCK'nin 206/1. maddesinde tanımlanan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu" oluşmadığı gibi TCK’nin 268. maddesindeki başkasının kimlik bilgilerinin kullanılması suçu da unsurları itibari ile oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak sanığın eylemine uyan 5326 sayılı Kanun’un 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının miktarına göre, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 20/2-c maddesinde yazılı zamanaşımının, eylemin gerçekleştiği 18.10.2007 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK'nin 322 ve Kabahatler Kanunu'nun 24. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, Kabahatler Kanunu'nun 20/1. maddesi uyarınca sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 12.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
