17. Hukuk Dairesi 2016/1443 E. , 2017/6922 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle, davanın 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir, 6183 Sayılı AATÜHK"nin 24 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, amme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30.maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali ile alacaklının alacağının tahsilini sağlamaktır. Yasanın 25.maddesinde bu tür davaların borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendisine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçılarına veya kötüniyetli diğer kişilere karşı açılacağı hüküm altına alınmıştır. 31.maddede 27, 28, 29 ve 30.maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini elden çıkarmışlarsa elden çıkardıkları değer nispetinde tazminatla sorumlu tutulacağı hükme bağlanmıştır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve
satışını isteyebilir. Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu davanın dinlenebilmesi için; kamu alacağının iptal konusu tasarruftan önce doğması, takip konusu alacağın kesinleşmiş olması, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması, borçlunun malı bulunmaması veya bulunan malın borcu karşılamaması gereklidir. Ön koşulların bulunması halinde ise Yasanın 27, 28, 29, 30.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle Yasanın 27 ve 28.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza 30.maddede malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan Yasanın 29.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Somut olayda; takip konusu borç 2007 yılı 1.aydan 2008 yılı 10.aya kadar olan döneme ilişkin olup borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, mevcut malvarlığının borcu karşılamaya yeterli olmadığı, iptali istenen tasarrufunda borçtan sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda somut olayda dava ön koşulları mevcut olduğundan 6183 sayılı yasanın 27, 28, 29, 30.maddelerdeki iptal koşularının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gereklidir. Dava konusu taşınmaz borçlu tarafından 5.5.2009 tarihinde üzerinde ... 7.İcra Müdürlüğünün Alacaklısı..., borç miktarının 310.625 TL olduğu 25.3.2009 tarih 2009/4964 sayılı haczi ve ... AŞ lehine 10.3.2006 tarih 400.000,00 TL ipotek tutarıyla birlikte 70.000.00 TL bedelle davalı ..."na satılmıştır. Davacı idare tarafından yaptırılan ekspertiz raporundan taşınmazın 12.3.2009 tarihindeki değerinin 350.000,00 TL olduğu belirlenmiştir. Anılan rapora
davalılar tarafından itiraz edilmemekle beraber taşınmazın satış tarihleri olan 5.5.2009 ve 8.5.2009 tarihlerindeki değeri belli olmadığından mahkemece öncelikle mahallinde keşif yapılarak taşınmazın satış tarihlerindeki değeri yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, Kadıköy 7.İcra Müdürlüğünün 2009/4964 sayılı takip dosyası istenerek takip alacaklısı ... ile davalı ..."nun aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi aynı kişi ise tasarrufun 6183 Sayılı Yasanın 29/1-2 ve 30.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi, 8.5.2009 tarihli tasarruf yönünden ise davalı ... ile davalı borçlunun aynı yer nüfusuna kayıtlı olması ve davalı ..."in borçluyu tanıdığını beyan etmesi karşısında tasarrufun Yasanın 30.maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının takdir edilmesi her iki tasarrufunda iptale tabi olduğunun tespiti halinde davanın bedele dönüştüğü gözönüne alınarak davalı ..."in taşınmazı elden çıkardığı tarihteki değeri oranında Yasanın 31.maddesi gereğince takip konusu alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak tazminatla sorumluğuna karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalı ... mirascısı ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne, 350.000,00-TL miktardan dvalılardan ..."nun ... Vergi Dairesi Başkanlığı ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... belge sicil numarasında kayıtlı vergi dairesinin kesinleşen 204.556,75TL ve ferileri ile sınırlı olarak tazminattan sorumlu tutulmalarına ve davacıya icra takip yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalılar ..., ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 sayılı Kanundan kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Davalılar ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yönünden; davalılar vekilinin temyiz dilekçelerinin temyiz defterine kaydedilmiş olduğu ancak karar ve ilam harçlarını yatırmaması nedeniyle mahkemece temyiz harç ve masraflarının yatırılması için muhtıra çıkarıldığı halde anılan harç ve masrafları süresinde yatırmadığı anlaşıldığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı Maliye Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Bir kısım davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bununla birlikte 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 168/2.maddesi uyarınca 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğinden mahkemece bu yön gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir. Ne varki, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle HUMK"nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ... vekilinin temyiz dilekçelerinin reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı İdare vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 6.bendindeki "17.673,41 TL" rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine "1.500,00 TL maktu" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... ve ..."a geri verilmesine 19.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.