
Esas No: 2019/643
Karar No: 2022/552
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/643 Esas 2022/552 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, Resmi Belgede Sahtecilik ve Başkasına Ait Kimlik Bilgilerinin Kullanılması suçlarından yargılanmış ve Resmi Belgede Sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak, Başkasına Ait Kimlik Bilgilerinin Kullanılması suçu için sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş olmasına rağmen, suçun oluşması için gerekli unsurların olmadığı gözetilmeden hüküm kurulmuştur ve bu nedenle hüküm bozulmuştur.
1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 318. maddesi, duruşmaya katılma şartlarını düzenlemektedir. 268. madde ise başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu tanımlamaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Sanık müdafisinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezaların süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü;
1)Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin temyiz incelemesinde;
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2)Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçuna ilişkin temyiz incelemesinde;
TCK'nin 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, TCK'nin 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. Somut olayda; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında sanığın ikametgahında usulüne uygun olarak yapılan arama esnasında masanın üzerinde İstanbul Nüfus Müdürlüğünün 09.03.2011 tarih ve 6527 kayıt numarası ile üzerinde sanığın fotoğrafı bulunan ancak bilgileri ...... isimli kişiye ait olan bir nüfus cüzdanının bulunduğu, en baştan itibaren kolluk görevlilerince sanığın gerçek kimliğinin bilindiği, tutulan tutanakların da sanığın gerçek kimlik bilgilerine göre düzenlendiği, bu aşamada.... adına düzenlenmiş bir adli ya da idari soruşturma belgesi veya tutanak bulunmaması nedeniyle TCK'nin 206/1. maddesinde tanımlanan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçu oluşmadığı gibi TCK’nin 268. maddesindeki "başkasının kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun da unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması ,Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 17.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
