Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/5410
Karar No: 2010/3317
Karar Tarihi: 25.03.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/5410 Esas 2010/3317 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2009/5410 E.  ,  2010/3317 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Afyonkarahisar İş Mahkemesi
    TARİHİ : 27/02/2009
    NUMARASI : 2006/1177-2009/57

    Davacı,eksik işçilik bildirimi nedeniyle tahakkuk ettirilen ek primle gecikme zammı tahakkukuna ilişkin işlemin iptaline  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  reddine  karar vermiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davalı Kurumca eksik işçilik bildirimi nedeniyle tahakkuk ettirilen ek prim ve gecikme zammı tahakkukuna ilişkin işlemin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten, 506 sayılı Yasa’da yeni düzenlemeler getiren 4958 sayılı Yasa’dan önce kurumun ölçümlemeye dayanak aldığı yasal düzenlemelerin ortadan kaldırıldığı hususu açıktır. Gerek 3917 sayılı Yasa ve gerekse bu yasayla öngörülen ölçümlemeye ilişkin esaslar yerine yeni düzenleme getiren 616 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin hükümleri geçerliliğini yitirmiştir. Ne var ki, bu hukuksal boşluk, kurumun yapılan işler ile buna bağlı bildirilmesi zorunlu işçilik miktarları üzerinde denetim ve prim saptama yetkisini ortadan kaldırmamıştır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.11.2001 günlü, Esas: 2002/965, Karar: 2001/1038 sayılı kararı da aynı yöndedir. 506 sayılı Yasa"nın 79.maddesi ve diğer hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kuruma kendisine bildirilen veya bildirilmeyen işçilik yönünde inceleme yetkisi açıkça verilmektedir. Kaldı ki, 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa’dan önce durum bu merkezde olduğu gibi, 4958 sayılı Yasa’nın 37. ve 49. maddeleri gereğince de kurumun ölçümleme hakkının bulunduğu ortadadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Kurumun 27.06.2006 tarihli yazısı ile, müfettiş raporu üzerine 2003/10.aya ilişkin toplam 2.125,40tl prim ve gecikme zammı borcunun ödenmesini davacıdan istediği,davacının Kurumca tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının iptalini istediği ve Kurum ünitesi İtiraz  Komisyonunun 15.07.2006 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verildiği,red kararının davacıya  09.08.2006 tarihinde tebliğ edildiği ve davacının 1 ay içinde eldeki davayı açtığı, 08.05.2006 tarihli müfettiş raporunda,davadışı işçinin şirket işyeri için verdiği şikayet dilekçesi ile ilgili olarak davacıya ait inşaat işyerinde denetim yapıldığı,davadışı işçi A.A.ın 04.05.2006 tarihli inşaat işyerinde çalışmadığı halde bu işyerinden bildiriminin yapıldığına ilişkin şikayeti nedeniyle bu kişi davacıya ait işyerinde fiilen çalışmadığı belirlenip çalışan kişi A. A.olmadığından bildirilmeyen işçi yönünden  eksik işçilik bildirimi hesaplandığı,davalı Kurumca A.A. için yapılan bildirimler hesaplamada dikkate alınmadan,eksik işçilik nedeniyle 2003/10.aya ait primlerin tahsili,işçinin şirketten yapılan bildirimlerinin iptali ile primlerin geri verilmesi gerektiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.Somut olayda mahkemece müfettişin şikayet üzerine yaptığı işlemlerin 506 sayılı Yasa’nın 79/7, 80, 83. maddeleri çerçevesinde olup, tahakkuk işleminin yasal şartlara uygun olduğu, bu şekilde   müfettişlikçe   düzenlenen   raporun    aksinin    ispat  edilemediği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş ise de davacı işveren işyeri ile ilgili işçilik bildirimini tam olarak yapmış ve primlerini tam olarak ödemiştir.İşyerinde çalışan işçinin isminin farklı olması eksik işçilik bildiriminde bulunulduğunu göstermez.Kurum işverene primi iade etti ise bunun her zaman tahsili mümkündür.Öte yandan davadışı işçi davada taraf olmadığından verilen karar işçiyi de bağlamaz.Hal böyle olunca istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine  25.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi