Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/21626
Karar No: 2017/6539
Karar Tarihi: 08.06.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/21626 Esas 2017/6539 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/21626 E.  ,  2017/6539 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, kaza nedeniyle yaralandığını, iş ve gücünden geri kaldığını, tedavi giderleri olduğunu, aynı zamanda 0 km olan aracının hasara uğradığını ve değer kaybı oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, araç hasarı ve değer kaybı olarak 6.150,00 TL, geçici iş göremezlik zararı ve tedavi gideri olarak 4.850,00 TL ile 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... şirketi vekili,araç hasarı için araç başına 5.750,00 TL ve yaralanma ile ilgili olarak kişi başına 57.500,00 TL limit ve sigortalı kusuru ile sınırlı sorumlulukları bulunduğunu, temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalılar vekili, kusuru kabul etmediklerini, manevi tazminat istemin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ... şirketi yönünden açılan davada ibra nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,Diğer davalılar yönünden aynı ibra nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü 1.000,00 manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    1-Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı 1.890,00 TL olup davacı dav dilekçesi ile 2.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, mahkemece 1.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacı için hükmedilen 1.000,00 TL manevi tazminat miktarı kabul -red edilen miktar yönünden bu miktarın altında kaldığından karar tarihi itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle, davacı için hükmedilen manevi tazminata ilişkin davacı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE,
    2-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    3- Mahkemeler, davacı tarafça dava dilekçesi ile talep edilen her bir talep için ve ıslah edilen talep için gerekçesini belirterek olumlu yada olumsuz bir karar vermek zorundadır. Somut olayda, davacı tarafça dava dilekçesinde geçici iş göremezlik zararı ve tedavi gideri olarak 4.850,00 TL talep edilmiştir. Ancak Mahkemece, davacının bu talebi hususunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca Mahkemece, davacı tarafın geçici iş göremezlik zararı ve tedavi gideri talebi ile ilgili olarak olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozma nedeni yapılmıştır.
    4-İbra, borcun sona ermesini sağlayan özel bir sebeb olup, borç ilişkisini değil, sadece münferit borcu sona erdirir.Müteselsil borç ise, sözleşme veya kanun gereği birden fazla borçlunun alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olduğu, diğer bir deyişle alacaklının edayı her müteselsil borçludan talep edebildiği ve edanın tamamen yerine getirtilmesine kadar bütün borçluların sorumluluğunun devam ettiği, borçlulardan birinin borcu ödemesi halinde diğerlerin de borçtan kurtulduğu borç ilişkisine denir. Müteselsil borçlarda, alacaklının borçlulardan biri ile ibra sözleşmesi yapması halinde diğer borçluların borcu kural olarak devam eder, ancak bazı istisnayi hallerde durumun özelliği veya borcun niteliği diğer borçlularında borçtan kurtulmalarını gerektirebilir. (BK.nin 145/2 mad.) O halde,
    ibra sözleşmesinin müteselsil borçlulardan biri ile yapılması halinde, ibra edilen miktarın diğer alacaklılar içinde geçerli olması, bu hususun ibra sözleşmesinden anlaşılmasına bağlıdır. (HGK.nin 16.6.2004 gün 2004/11-359 Esas 2004/366 Karar)
    Somut olayda, dosya kapsmanındaki 29.06.2006 tarihli ibranamenin içeriğinden 5.700 TL araç hasarına ilişkin poliçe limiti, 690 TL vekalet ücreti ve 98 TL dava masrafı olarak toplam 6.538,00 TL ödeme karşılığında davacı tarafça, dava konusu kazada araç hasarına ilişkin olarak sigorta şirketinin tamamen, diğer davalı sürücü ve işletenin ise bu miktar kadar ibra edildiği anlaşılmaktadır.Bu halde ibranamenin içeriğine göre araç hasarına ilişkin olarak davalı ... şirketi tümden ibra edilmiş ise de davalı sürücü ve işleten, sadece 5.700,00 TL ile sınırlı olarak ibra edilmiş olup araç hasarına ilişkin bakiye bölümle ilgili olarak ibra edilmemişlerdir. Bu nedenle Mahkemece, davalı sürücü ve işleten yönünden araç hasarına ilişkin davacı zararı yönünden, sanki tüm araç hasarı karşılanmış gibi ibra nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı için hükmedilen manevi tazminata ilişkin davacı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 3 ve 4 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi