Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/17971 Esas 2019/7443 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17971
Karar No: 2019/7443
Karar Tarihi: 19.06.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/17971 Esas 2019/7443 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen bir tapu iptal, tescil ve tazminat davası sonucunda asıl ve birleşen davacıların davanın kabulüne, davalılar ise davanın reddine karar verildi. Davalılar bu kararı temyiz edince, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi kararı incelerken, asıl ve birleştirilmiş davaların ayrı ayrı gösterilmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri olarak da, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297 ve devamı maddelerine atıfta bulunulmuştur.
13. Hukuk Dairesi         2016/17971 E.  ,  2019/7443 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptal tescil ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-birleşen davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Asıl ve birleşen davacılar, davalılar ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme gereğince davalıların ... ili ... ilçesi ... Tabu mevki 168 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan binadan daire devretmeyi taahhüt ettiklerini, taşınmazın 2005 yılında ifraz edilerek 168 ada 40 ve 41 parsel olarak değiştirildiğini, dava konusu taşınmazın 168 ada 41 parsel üzerinde bulunduğunu, dava konusu taşınmazın karkas halde iken satın alındığını, bağımsız bölümün bütün inşaat masraflarının taraflarından karşılanarak taşınmazın oturulur hale getirildiğini ve halen söz konusu taşınmazda ikamet ettiklerini, davalıların dava konusu dairenin de bulunduğu bina ile ilgili ruhsat alınması ve kat mülkiyeti kurulması gibi hiçbir hukuki işlem ile ilgilenmediklerini ve fiilen teslim edilen taşınmazı hukuken bugüne kadar teslim etmediklerini, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunduğu 168 ada 41 parsel sayılı arsanın davalılar tarafından banka kredi borcuna karşılık ipotek olarak gösterildiğini ve kredi borcunun ödenmemesi nedeni ile icra yolu ile satıldığını, arsanın tapu kaydının Girişim Varlık Şirketi adına olduğunu ileri sürerek; öncelikle 168 ada 41 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binadan satışı vaad edilen bağımsız bölümlerin adlarına tapuya tescil edilmesine, bunun mümkün olmaması halinde bağımsız bölümlerin keşif incelemesi sonucunda tespit edilecek bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda mahkemece asıl ve birleştirilen davalar yönünden HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma şekil ve sebebine göre davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.