17. Hukuk Dairesi 2014/24435 E. , 2017/6397 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 22.05.2013 tarihinde davalı ...!a ait olan ve ... yönetiminde bulunan 42 BB 118 plakalı aracın aşırı süratli bir halde yoldan çıkıp kayalığa çarpması sonucu müvekkillerinin kızı ...‘in hayatını kaybettiğini, kazanın sorumlusu ... hakkında ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/305 esas numaralı dosyası ile dava açıldığını, müvekkillerinin bu kazada üniversite öğrencisi kızlarını kaybettiğini, aracın trafik sigortası olmadığı için husumeti Güvence Hesabı idaresine yöneltmek zorunda kaldıklarını, daha önce Güvence Hesabına başvuru yaptıklarını ancak Güvence Hesabının 26.672,00.-TL gibi düşük bir ödeme yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 5.000,00’er TL’den 10.000,00.-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, 50.000,00’er TL ‘den 100.000,00.-TL manevi tazminatın ise davalı ...’dan alınarak müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat yönünden toplam talebini 12.584,48 TL ye yükseltmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili, davacılara toplam 25.672,00 TL ödeme yapıldığını, ödeme nedeniyle davanın konusuz kaldığını, gerçek zararın bilirkişi incelemesi ile tespitinin gerektiğini, müveteveffa Melike’nin olayda müterafik kusurlu bulunduğundan hesaplanacak tazminattan indirim yapılmasının zorunlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı ... için; 16.041,70 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."ya, davacı ... için; 14.779,75 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."a verilmesine, davalı Güvence Hesabı yönünden faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olarak kabulüne, 12.500,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar ... ve ......"e ayrı ayrı verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebepler dikkate alınarak hüküm kurulmuş olmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin ve davalı Güvence Hesabı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK"nun 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; olay nedeniyle davalı Güvence Hesabı tarafından davacılara ödeme yapılmış, taraflar arasında 14.08.2013 tarihli ibranameler imzalanmıştır. Eldeki davanın 04.10.2013 tarihinde açılmış olmasına göre, KTK"nun 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği görülmektedir. Öncelikle destek tazminatı, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK"nun 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa da, davacılar tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, davaya konu kaza nedeniyle oluşan zarar ve kusur
durumları belirlenerek buna göre hesaplanacak tazminat tutarından davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi sonucunda oluşacak duruma göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Davacı ıslah dilekçesinde maddi tazminat ile ilgili olarak toplam 12.854,48 TL talepte bulunmuş olup, mahkemece talep aşılarak toplam 30.821,45 TL tazminata hükmedilmesi bozma nedenidir.
3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, (818 sayılı BK"nun 47. maddesi)6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında, olay tarihi, olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu, desteğin yaşı dikkate alındığında davacılar için takdir olunan manevi tazminatın çok az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar veklinin ve davalı Güvence Hesabı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) bentte açıklanan nedenlerle, davalı Güvence Hesabı vekilinin (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı Güvence Hesabı"na geri verilmesine 06/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.