9. Hukuk Dairesi 2014/338 E. , 2015/11748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram, genel tatil ücret, yıllık izin ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesini işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeni ile haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram, genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, herhangi bir izin almaksızın ve mazeretsiz olarak üst üste işe gelmediğini, bu nedenle davalı tarafça noter kanalı ile davacıya ihtarname gönderilerek mazeretini bildirmesinin istendiğini, ihtarnameye rağmen davacının herhangi bir beyanda bulunmadığını, bu nedenle de davacının iş akdinin haklı nedenle sona erdirildiğini, alacakları olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, iş akdinin tazminat ödenmesini gerektirmeyecek şekilde feshedildiğini ispat külfetinin davalı işveren ait olduğu davalı işverenin bu yükümlülüğü yerine getiremediği, davacını iş akdinin haklı nedenle feshedildiği hususunun davalı tarafından ispat edilemediği, davacının kıdem tazminatı almaya hak kazandığı, davacının yıllık izinlerini kullandığı yönünde yıllık izin defteri veya eşdeğer nitelikte belgenin davalı tarafından ibraz edilmediği, davacının yıllık izin alacağının bulunduğu, davacının asgari geçim indirimi alacağının ödenmediği, davacı fazla mesai alacağı ve ulusal bayram alacağı bulunduğu iddiasında bulunmuş ise de davacı ve davalı tanıklarının ortak beyanları ile fazla mesai yapılması halinde fazla mesai ücretlerinin ödendiği milli bayramlarda çalışılmadığı ancak çalışılsa bile fazla çalışma ücretlerinin ödendiği yönünde beyanda bulundukları anlaşıldığı gerekçesi ile fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia etmiştir. Bu durumda ispat yükü genel kural gereği davacı bu iddiasını kanıtlamıştır. Davalının işçi feshettikten sonra devamsızlık tutanakları tutmasının ve bu nedenle feshetmesinin sonuca etkisi yoktur. Ancak dosyada davacının işçilik alacaklarının ödenmediği, bu nedenle iş sözleşmesini feshetmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24/II.e maddesi uyarınca haklı nedene dayandığı anlaşıldığından kıdem tazminatının kabulü sonuç itibari ile doğru olduğundan mahkemenin hatalı gerekçesi düzeltilmiştir.
3. Öncelikle dava açan taraf dilekçesinde vakıadan bahsetmiş, bazı açıklamalarda bulunmuş olabilir. Ancak bu vakıalar, açıklamalar ve bulunulan talepler açık olmayabilir. Hakimin önüne gelen uyuşmazlığı çözmesi ve doğru karar verebilmesi için, tarafların ne dediklerini tam olarak öğrenip bilmesi gerekir. İşte bu durumda 6100 sayılı HMK.’un 31. Maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma görevi ortaya çıkar. İddia ve savunmanın belirsiz veya çelişkili olması durumunda hâkime verilen bu yetki, hâkim (mahkeme) bakımından aynı zamanda bir ödevdir. Aydınlatma görevi kapsamında, aydınlatıcı açıklamalar için taraf yönlendirilmeli, tarafın bundan kaçınması halinde son çare olarak da kesin süre verilmelidir. Diğer taraftan bir tarafın kendi aleyhine olan belli bir vakıa hakkında sorguya çekilmesi isticvaptır(HMK. Mad.169).
Davacı iş sözleşmesini feshederken gönderdiği ihtarnamede “fazla mesai ücretlerinin eksik ödendiğini, Yıllık iznin bazı yıllar tam bazı yıllar eksik kullandırıldığını, Asgari geçim indirimi ödemelerinin geç yapıldığını, yapılmadığını” beyan etmiştir. Burada müphem, açık olmayan veya çelişki içeren olgular ve aleyhine vakıalar vardır. Bu konuda dava aydınlatılmalı, gerekirse davacı isticvap yolu ile çağrılarak, ödenen fazla mesai, kullandırılan izinler ile ödenen asgari geçim indirimi belirlenmeli ve mahsubu yoluna gidilmelidir.
4. İşveren ücret ve eklerinin ödendiğini bordro, banka yolu ile veya diğer yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Davacı işçinin ödendiği yönünde ikrarı olmadığı sürece tanıkların ödenirdi, şeklindeki beyanı ile bu alacakların ödendiği sonucuna varılamaz. Fazla mesai ücreti ödendiğinin belirtilmesi, sadece beyanda bulunan şahit açısından bağlayıcı olup, davacıya fazla mesai ücretinin ödendiğinin yazılı delil ile ispatlanabileceği gözetilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, tanık beyanlarından davacının fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından, davacı tanığının kendi çalışma dönemi itibari ile bilmesi mümkün olan dönem için bu beyanına göre, kendi çalışma dönemi itibari ile bilemeyeceği dönemler için ise davalı tanıklarının bildikleri dönemler itibari ile davalı şahitlerinin beyanlarına göre fazla mesai süreleri belirlenmeli ve hüküm altına alınmalıdır.
5. Yıllık izin ücretinin net miktarının hesaplanmasında gelir vergisi ve damga vergisi yanında sigorta priminin ve işsizlik priminin de düşülmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
6.Asgari geçim indirimi yasadan kaynaklandığından ve ücret niteliğinde olmadığından, bu alacağa en yüksek mevduat faizi değil, yasal faiz yürütülmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/03/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.