17. Hukuk Dairesi 2015/494 E. , 2017/6375 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, başka bir araca çarpıp savrulmasına neden olduğunu, o aracın da kaldırımda bulunan davacıya çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralandığını, birçok ameliyat olmak zorunda kaldığını, karın bölgesi ve bacaklarında kalan izler nedeniyle psikolojik olarak sıkıntı duyduğunu, beden gücünün zayıfladığını, kazadaki yaralanmaları nedeniyle manevi zarara uğradığını belirterek 80.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacının manevi tazminat talep hakkının zamanaşımına uğradığını, araç işleteni sürücü Hüseyin olduğundan diğer davalıya husumet düşmeyeceğini, davacının yaralanmasının etkilerinin devam edip etmediğinin saptanması gerektiğini, istenen bedelin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 30.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, davaya konu kazayı yapan aracın davalı şirket adına tescilli olması ve davalı şirketin işleten sıfatını ortadan kaldıracak biçimde, aracın bir başkasının tasarrufuna bırakıldığına ilişkin delil bulunmaması nedeniyle, Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesi gereği davalının araç işleteni olarak kabul edilmesinde ve zarardan sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu kaza sonucu davacının yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, 80.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, davacının kaza nedeniyle kalıcı maluliyetinin oluşmamış olmasına göre zararın boyutu göz önünde bulundurularak, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 05/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.