MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Baro tarafından atanan zorunlu müdafiinin sanığın 03.12.2015 tarihinde kolluk tarafından ifadesinin alındığı sırada hazır bulunduğu, sanığın müdafii huzurunda suçlamaları samimi bir şekilde ikrar ettiği, ikrarın olay ve oluşa uygun olduğu, mahkemece 5271 sayılı CMK"nın 148/4. maddesi gereğince bu ikrarın hükme esas alındığı, bu aşamadan sonra sanığın savunmasında geçen Yalçın Karasu isimli şahsın dinlenmesinin sonuca etkili olmayacağı ve mahkemenin uygulamasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamede bozma talep eden (2) nolu düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekinin olay günü saat 19.00 sıralarında motosikletini zincir veya halat ile bir noktaya bağlamadan evinin önüne park ettiğini, ertesi gün saat 07.30 sıralarında geldiğinde motosikletinin yerinde olmadığını gördüğünü beyan ettiği, sanığın yaklaşık bir hafta sonra işlediği başka bir suç nedeniyle yakalandığı, soruşturma aşamasında kolluk tarafından müdafi huzurunda alınan ifadesi ile sorgu işlemi sırasında suçlamaları kabul ettiği ancak herhangi bir zaman diliminden bahsetmediği, kovuşturma aşamasında ise inkara yöneldiği, olay anını gören veya duyan kimsenin bulunmadığı, olay anını ve zamanını gösterir kamera görüntüsünün bulunmadığı, UYAP kayıtlarına göre suç tarihinde güneşin saat 06.59"da doğduğu, TCK"nın 6/1-e. maddesi uyarınca saat 05.59"dan önceki zaman diliminin gece olarak kabul edilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında, eylemin saat 05.59 öncesinde işlendiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğunun karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2- Müşteki tarafından mahkemeye sunulan 22.02.2016 tarihli dilekçe ile tüm zararının giderildiğini ve şikayetinin bulunmadığını belirtilmesi karşısında, müştekinin celbi ile zararının kim tarafından, ne zaman ve ne şekilde giderildiğinin sorulması ve sonucuna göre sanık hakkında TCK"nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... ve müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.