15. Ceza Dairesi 2016/1223 E. , 2018/3503 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık (değişen vasfı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma)
HÜKÜM : 1-Sanık hakkında; TCK’nun 204/1, 43/1, 62/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Sanık hakkında; TCK’nun 155/2, 62/1, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından, sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın katılanın yetkili olduğu şirkette pazarlama elemanı olarak çalıştığı, şirkete ait gıda ve market eşyalarını bakkal ve marketlere teslim ettiği, karşılığında ise para veya senet aldığı, sanığın mal teslim ettiği 96 adet bakkal ve marketten toplam 35.756,46 TL tahsil ettiği, ancak aldığı parayı şirkete teslim etmediği ve mal teslim ettiği yerlerden senet almış gibi toplam 96 adet senedi sahte olarak oluşturup şirkete teslim ettiği, sanığın işyerine gelmemeye başlaması üzerine katılanın şüphelendiği ve yaptığı araştırmada sanığın teslim ettiği senetleri adlarına düzenlendiği kişilerden almadığını tespit ettiği, bu şekilde sanığın üzerine atılı suçları işlediği iddia edildiği olayda;
1-Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen hükmün temyiz incelemesinde;
Sanık savunması,katılan beyanı ve dosya kapsamından; sanığın mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesindeki isabetsizlik aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün temyiz incelemesinde;
Sahte bonoların iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı hususunda, duruşmada bizzat veya bilirkişi aracılığı ile her hangi bir incelenme yapılmaması karşısında, yapılan sahtecilikte aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu bonoların mahkeme heyeti tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilerek, iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının belirlenmesi neticesinde sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre ;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin sübuta dair temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.