17. Hukuk Dairesi 2016/9946 E. , 2017/6065 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı ... tarafından müvekkili aleyhine açılan ihtiyati tedbir talepli tazminat davasının reddolduğunu ve kesinleştiğini, üzerinde ihtiyati tedbir kararı bulunan kasko sigortalı aracın 17.01.2009 tarihinde çalındığını, tespit edilen 20.000 TL bedelin ihtiyati tedbir kararı nedeniyle alınamadığını, paranın getireceği kardan yoksun kalındığını, para zamanında alınabilseydi o paradan gelir elde edilebileceği vadeli bir banka hesabına veya benzer gelir getiren yerlere yatırıp, paranın nemalandırabileceğini belirterek, hasar tarihi olan 17.01.2009 tarihinden ihtiyati tedbirin kalktığı tarihe kadar ana paranın reeskont faizi olan 18.000 TL.nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı ... vekili, tedbir kararı verilen dosyada tedbirin kaldırılmasının istenilmediğini, zarar ile tedbir arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, tedbir nedeni ile oluşan bir zararın mevcut olmadığını ve ticari faiz istenilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/243 E sayılı dosyasında davalı tarafından araç üzerine tadbir konulduğu ve bu tedbirin dava sonuna kadar devam ettiği, davanın davacı lehine sonuçlandığı ve kesinleştiği, davalının tacir ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile, 15.930 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının yasal dayanağı H.M.K"nun 399. maddesidir. Davacı kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracının 17.01.2009 da çalındığını, çalındığı tarihte eldeki davanın davalısı tarafından 2008 yılında kendi aleyhince açılan İMMS rücu davasında araç üzerine konulan tedbir nedeniyle sigorta tazminatını alamadığını ve tazminatın faizinden yararlanmadığını ileri sürerek faizin karşılığı olan 18.000 TL"sini talep etmiştir.
Mahkemece davalının davacı aleyhine açtığı ...Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/243 E. 2013/525 K. sayılı davanın ret olması nedeniyle tedbirin haksız olduğunu davacının faiz gelirinden mahrum kaldığı kabul edilerek 15.930 TL tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Varılan sonuç dosya içerisindeki bilgi ve belgelere ve talebin yasal dayanağına uygun değildir.
H.M.K"nın 399/I. madde hükmüne göre "lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf ihtiyati tedbir talebi bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle mükelleftir." Yani tedbir talebi bulunan taraf talep tarihinde haksız olacak veya tedbirin gerekleri süresinde yerine getirilmediğinden kendiliğinden kalkmış olacak ya da tedbir itiraz üzerine kaldırılmış olacaktır.
Yine aynı yasanın 396. meddesinde ise durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi ya da kaldırılması düzenlenmiştir.
Somut olayda, eldeki davanın davalısı ... ...Asliye Hukuk Mahkemesi 2008/243 esasda 23.09.2008 tarihinde davacının ... aleyhine ihtiyati tedbir istekli dava açarak davalıya ait... plaka sayılı aracın İMMS poliçesi düzenlediklerini 27.05.2007 tarihinde dava dışı kişinin kullanımında iken trafik kazası meydana geldiğini kaza sırasında araç içinde bulunan .... isimli şahsın yaralandığını (daha sonra öldü) ve tedavi gideri olarak 15.000 TL ödendiğini, araç ruhsatına göre (5) kişinin olması gereken araçta 10 kişinin bulunduğunu istiap haddinin aşıldığını İ.M.M Sigortası Genel Şartları 4/D maddesi ve K.T.K. 95/2 maddesi uyarınca mağdur için ödenen bedelin sigorta poliçesinin tarafı olan davalıdan alınmasını istemiştir.
Dava Açılırken talep edilen ihtiyati tedbir talebi kabul edilmiş 26.02.2009"da infazı için mahkemece yazı yazılmasına karar verilmiş ve araç üzerine tedbir kararı konulmuş ve infaz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden yargılama aşamasında 17.01.2009 tarihinde kasko sigortalı aracın çalındığı kasko sigortacısı tarafından 15.04.2009"da rehin hakla sahibi bankaya 7.200 TL 19.03.2014"de önceden yapılan taahhütname gereği 12.800 TL davacımız ..."a ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
K.T.K. 95/2 maddesi ve İ.M.M.S genel şartları 4.madde hükmüne göre sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucu doğan haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edilebilir.
Genel şartların 4/d maddesinde; rücu edilebilen ödemelerle ilgili olarak yetkili makamlarca tesbit edilen kapasite dışında fazla yolcu taşınması sebebiyle doğacak zarar ve ziyanlara ilişkin talepler" olarak açıklanmıştır.
Dosya arasında bulunan ve kazadan sonra hazırlık soruşturulmasında sanık (şüpheli) beyanına göre araçta 10 kişi bulunmaktadır. Yine ruhsat kayıtlarına göre araçta 5 kişi yolculuk edebilecektir. Bu bilgilere göre istiap haddinin aştığı anlaşılmaktadır. Davalının sigorta şirketide bu yasal düzenlemelere göre rücu davasını açmıştır. Ancak Daire uygulamamıza göre sigorta şirketi ödediğini kendi sigortalısından rücuen alabilmesi için kazaya istiap haddinin aşılması münhasır etkili olmalıdır. Bu ise yargılamayı gerektirmekte ve H.M.K"nun 266. md. hükmüne göre uzman görüşüne başvurulmayı öngörülmektedir. Niketim yargılama sırasında bilirkişi görüşüne başvurulmuş 18.09.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre kazaya salt istiap haddinin sebep olmadığı anlaşılmış 01.11.2013 günlü duruşmada davanın reddine karar verilmiştir. Rücu davacının davalısı eldeki davanın davacısı ..."ın davaya cevap vermediği yargılamalara ve tedbir kararının verildiği 26.02.2009 günlü duruşmaya katılmadığı, duruşmalara katılıp bilirkişi raporundan sonra H.M.K"nun 396. madde hükmüne göre tedbirin kaldırılmasını istemediğide anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalardan sonra davalımız sigorta şirketi ...Asliye Hukuk Mahkemesi 2008/243 esas sayılı davayı açarken haksız olduğunun kabulü mümkün değildir. Zira somut olayda istiap haddi aşılmıştır. Daire uygulamasına (içtihatlar) göre rücu şartları ise yargılama ile ortaya çıkacaktır. İhtiyati tedbir kararının verilmesi, değiştirilmesi, kaldırılması tamamen hakimin takdirinde olan bir husustur.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre H.M.K"nun 399. maddelerine dayalı olarak açılan davanın kabulü için maddede gösterilen sebeplerin gerçekleşmediği davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre; sigorta değerinin bir bölümü davacımız (kasko sigortalısı) ..."ın borcu nedeniyle dain mürtehin hakkı sahibi bankaya sigortaca ödenmiş olup sigorta değerinin tamamı üzerinden hesaplanan faiz kaybının hesaplandığı ve yine 26.02.2009 tarihinde araç üzerine tedbir kaydı konulması için yazı yazılmasına karar verildiği halde 17.01.2009-11.03.2014 tarihleri arasında 1854 gün üzerinden faiz hesabı yapıldığı bilirkişi raporunun hükme esas alınmasıda isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... şirketinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... şirketine geri verilmesine 29/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.