17. Hukuk Dairesi 2016/3335 E. , 2017/6049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 08.12.2015 Salı günü davalı vekili Av. ... geldi. Davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının idaresindeki araçla bariyerlere çarpması nedeniyle durup aracından indiği esnada, arkadan gelen davalının önce davacıya ve sonrasında aracına çarptığını, davacının kazada sağ bacağının kırıldığını ve sağ gözünün işlevini kaybettiğini, maluliyete uğrayan davacının manevi olarak da zarar gördüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 500,00 TL. maddi ve 2.000,00 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş; 17.05.2006 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 53.009,30 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davalının idaresindeki aracın davacıya çarpmadığını, davacının kendi yaptığı kazada yaralanmış olmasının muhtemel olduğunu, davacının kendisinin tek taraflı kaza yapmasından sonra yola çıkışı nedeniyle davalının ona çarpmamak için manevra yaparken davacının aracına çarptığını, davacının bedensel zarara uğramasında davalının herhangi bir eylemi bulunmadığından zarardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 53.009,30 TL. maddi tazminatın olay tarihinden, 2.000,00 TL. manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu cismani zarara uğrayan davacının, işgücü kaybına uğradığı iddiasına dayanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu trafik kazasında, davacı ile davalı sürücünün kusur oranlarının tespiti bakımından, inşaat ... mühendisi bilirkişiden alınan 25.04.2005 havale tarihli raporda; davalının kazada tam kusurlu olduğu ve davacının kusurunun bulunmadığı şeklinde görüş bildirilmiştir. Mahkemece bu rapor benimsenmiş ve davacının maddi zararına ilişkin hesaplama davalının tam kusuru esas alınarak yapılmıştır.
Davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında ise; davacının kazada 3/8 ve davalının da 5/8 oranında kusurlu olduğu şeklinde tespit yapıldığı görülmektedir. Dosya kapsamı içinde bulunmadığı için denetlenme imkanı olmasa da, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporuyla davacının kazada 2/8 kusurlu olduğu davalı tarafça savunulmaktadır.
Trafik kazasına karışanların kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi, özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir konu olduğundan, alınacak raporun konusunda uzman bilirkişi tarafından tanzim edilmesi gerektiği izahtan varestedir. Mahkemenin hükme esas aldığı kusur raporunu düzenleyen bilirkişinin, kusur belirlemesi yapma konusunda uzmanlığı bulunmadığı gibi; bilirkişi tarafından yapılan kusur belirlemesi, olaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağı ile de çelişki arzetmektedir.
Açıklanan bu nedenler karşısında mahkemece, öncelikli olarak, dosya kapsamında bulunmayan ceza dosyasının getirtilmesi, sonrasında ise, ... veya ... Müdürlüğü fen heyeti gibi kurum ve kuruluşlardan seçilecek bilirkişi heyetinden, tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle, kaza tespit tutanağı ile mahkemenin aldığı rapordaki kusur belirlemeleri arasındaki çelişkiyi gideren, ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya
verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.