17. Hukuk Dairesi 2014/24796 E. , 2017/5971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 09/06/2013 tarihinde ..."da meydana gelen trafik kazasında davacıların oğulları ..."ın vefat etmesi nedeni ile müvekkillerinin zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacılar için ayrı ayrı 500,00"er TL maddi tazminatın 30/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 06/06/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davadaki taleplerini davacı ... için 32.156,74 TL"ye, davacı ... için 21.264,74 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile ... için 32.156,74 TL tazminatın, davacı ... için 21.264,74 TL tazminatın 30/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak adı geçen davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş
olabilir. İşte 6098 sayılı TBK m. 53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK"nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunan yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, davacının ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
Destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken, doğru belirlenmesi gereken hususlardan biri de destek paylarıdır. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre; Trafik kazası sonucu ölen küçük çocuk ölmeseydi ana ve babaya bakması muhtemeldir. Çocuğun 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ana ve babasına destek olacağı varsayılmalıdır. Ancak ileriki yaşlarda çocuğun büyüyerek evleneceği ve en az iki çocuğunun
olacağı gelirinin bir kısmını ana ve babasına da ayıracağı varsayılır. Bu şartlarda hayatın olağan akışı içinde 18 yaşına gelen çocuğun gelir elde etmesi ile birlikte evleninceye kadar elde ettiği gelirinin yarısını kendisine, yarısını da ana ve babayla paylaşacağı varsayılmalıdır. İleriki yıllarda evlenmesi ile birlikte desteğin kendisine 2, eşine 2 ve ana babasına 1’er pay, yine evlendikten bir müddet sonra ilk çocuğunun olacağı bu kez desteğin kendisine 2, eşine 2, çocuk ve ana ve babaya birer pay verilerek destek tazminatları hesaplanacaktır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında; kademeli ve yıllara göre azalan destek paylarına göre hesaplama yapılması gerekirken, davacı anne ve baba için ayrı ayrı %20"şer destek payı üzerinden hesaplama yapılması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25.5.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.