9. Hukuk Dairesi 2015/2447 E. , 2015/11235 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, , davalı işverenin 2014/Ocak ayı başlarında Şirket içindeki bazı organizasyonel yapılandırmalar netleşinceye kadar izinli sayılacağını ve bilahare izin bitiş tarihinin tarafına haber vereceğini bildirdiğini, bu bekleme sürecinde işyerini birkaç kez aradığını ve kendisine yapılandırma çalışmalarının tamamlanmadığını ve beklemesi gerektiğinin söylendiğini, daha sonra 20.02.2014 tarihinde maaş hesabına yüklü bir meblağın yatırılması ve açıklama olarak “kıdem ve ihbar tazminatı” ibaresini görünce işten çıkarıldığını anladığını, ayrıca yazılı bir fesih bildiriminin tarafına gönderilmediğini iddia ederek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının iş akdinin davalı tarafından ... Noterliği’nin 30.12.2013 tarihli ve 34672 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile organizasyon değişikliği sebebine binaen 02.01.2014 tarihinde feshedildiğinin bildirildiği, ihtarnamenin davacının komşusuna 02.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 12.08.2014 tarihli duruşmada davacının 2014 yılı Ocak ayından itibaren sözlü olarak "sen bir müddet iş yerine gelme, biz sana haber vereceğiz" dediklerini, bunun üzerine 2014 yılı Ocak ayından itibaren iş yerine gitmediğini, 20.02.2014 tarihi itibariyle hesabına kıdem ve ihbar tazminatı yatırılması üzerine davacının fesihten haberdar olduğunu beyan ettiği, davalı işverenin davacıya bir müddet işe gelmemesini söylediği yönündeki iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle, 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.davanın 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız).
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Somut olayda; davacı, işbu davayı 18.03.2014 tarihinde açmış olup, Mahkemece, davacının iş akdinin davalı tarafından .... Noterliği’nin 30.12.2013 tarihli ve 34672 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile organizasyon değişikliği sebebine binaen 02.01.2014 tarihinde feshedildiğinin bildirildiği, ihtarnamenin davacının komşusuna 02.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 12.08.2014 tarihli duruşmada davacının 2014 yılı Ocak ayından itibaren sözlü olarak "sen bir müddet iş yerine gelme, biz sana haber vereceğiz" dediklerini, bunun üzerine 2014 yılı Ocak ayından itibaren iş yerine gitmediğini, 20.02.2014 tarihi itibariyle hesabına kıdem ve ihbar tazminatı yatırılması üzerine davacının fesihten haberdar olduğunu beyan ettiği, davalı işverenin davacıya bir müddet işe gelmemesini söylediği yönündeki iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle, 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş ise de, bu karar dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
Evleviyetle, dosya içeriğinde yazılı fesih bildirimine ilişkin iki ihtarname yer almakta olup, Mahkeme gerekçesinde esas alınan 30.02.2013 tarihli ihtarname muhatabın taşındığının aynı adreste bulunan komşusunun beyanından anlaşılması üzerine 02.01.2014 tarihinde iade edilmiş olup, tebliğe esas alınması mümkün değildir. 14.02.2014 tarihli ikinci ihtarname ise muhatabın mernis adresine çıkarılıp 21.02.2014 tarihinde muhatara teslim edilip haber kâğıdı kapıya asılmıştır.
Ayrıca, davalı cevap dilekçesinde üç kez fesih bildirim tarihini 21.02.2014 tarihi olarak beyan etmiştir.
Davacının iddiası, davalı savunması ve sözkonusu ikinci fesih bildirimin tebliği tarihi dikkate alındığında, yazılı fesih bildiriminin 21.02.2014 tarihinde yapıldığının kabulü ile davanın 1 aylık hak düşürücü süre içinde olan 18.03.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmış olup, işin esasına girilerek deliller toplanarak karar verilmesi gerekir. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın süre yönünden reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.