9. Hukuk Dairesi 2015/1633 E. , 2015/11226 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, iş sözleşmesine göre Enstitü Müdürü (Merkez Başkan V.) olarak çalışan davacının işveren vekili ve yardımcısı olduğundan iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri herşeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin 18’nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu işyeri işletmeye bağlı bir işyeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18’nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir. Ancak işletmeye bağlı bir işyerinde, bu işyerinin tümünü sevk ve idare eden, ayrıca işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. (26.05.2008 gün ve 2007/35929 Esas, 2008/12484 Karar sayılı ilamımız).
Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı Kuruma bağlı ....’nde (...) danışman olarak çalışmakta iken iş akdinin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini iddia etmiştir.
Mahkemece, dosyaya mübrez iş sözleşmesi esas alınarak Enstitü Müdürü (Merkez Başkan V.) olduğu kabul edilen davacının işveren vekili ve yardımcısı olduğundan iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; bu karar dosya içeriğine uygun değildir.
Dosya kapsamından; davacının vekâleten yürüttüğü davalı Kurumun Başkan Yardımcılığı görevinin ...’nın 30.01.2014 tarihli ve 40 sayılı Olur’u ile kaldırıldığı, keza anılan ... görevinin ise 05.02.2014 tarihli ve 904-62 sayılı Başkanlık Olur’u ile kaldırılarak bu Merkez’e danışman olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür.
Buna bağlı olarak, işveren feshinin gerçekleştiği 21.02.2014 tarihi itibariyle sadece danışman kadrosunda istihdam edildiği anlaşılan davacının işveren vekili ya da yardımcısı olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Mahkemece davalının geçerli ve haklı fesih nedeni üzerinde durulmalı delilleri toplanmalı, karşı deliller de değerlendirilmeli ve sonucuna göre esas hakkında karar verilmelidir.
Eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.