
Esas No: 2017/491
Karar No: 2020/4814
Karar Tarihi: 23.11.2020
Danıştay 7. Daire 2017/491 Esas 2020/4814 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/491
Karar No : 2020/4814
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Elektronik İthalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı şirket hakkında davalı idarece tesis edilen işlemlere yönelik olarak açılan 200 adet davanın davacı şirket lehine sonuçlandığı ve avukatlık hizmet ve ücret sözleşmesi kapsamında davacı şirketi temsil eden avukata toplam 125.000 TL (100.000 TL vekalet ücreti ve 25.000 TL gelir vergisi tevkifatı) tutarında yapılan ödeme nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve sözü edilen bu tutarın ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Dosyanın incelenmesinden, kendisini vekil ile temsil ettirme zorunluluğu bulunmayan davacının vekili ile arasındaki sözleşme ile serbestçe belirlenen tutarın zarar olarak değerlendirilemeyeceği ve davalı idarenin bu zararın tazmininden sorumlu tutulamayacağı, öte yandan davalı idarece hukuka aykırı olarak tesis edilen tahakkuk ve ceza kesme işlemleri nedeniyle taraflarının kötü niyetli hareket eden durumuna düşürüldüğü ve 6100 sayılı Hukuk Muameleleri Kanunu'nun 329. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davalı idarenin sorumlu olduğu ileri sürülmüş ise de; kötü niyetli davranışın bir hakkın doğumuna, elde edilmesine, kullanılmasına engel olan ve zarara yol açan kasıtlı davranış olduğu, bu durumda davalı idarenin hukuka aykırı her uygulamasının kasıtlı olarak yapılan kötü niyetli bir davranış olarak kabul edilemeyeceği, nitekim idarelerin mevzuatın yanlış yorumlanması gibi nedenlerle yaptığı işlemlerinin hukuka aykırı olabileceği, ancak davalı idarenin ve görevlilerinin kasıtlı olarak kötü niyetli bir şekilde hareket ettikleri ortaya konulmadan söz konusu maddeye dayanılarak davalı idarenin tazminata mahkum edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idarece hukuka aykırı olarak tesis edilen ceza ve tahakkuk işlemlerinin kötü niyeti ortaya koyduğu, gerekli özenin gösterilmemesinin hizmet kusurunu oluşturduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Davacı şirket hakkında davalı idarece tesis edilen işlemlere yönelik olarak açılan 200 adet davanın davacı şirket lehine sonuçlandığı ve avukatlık hizmet ve ücret sözleşmesi kapsamında davacı şirketi temsil eden avukata toplam 125.000 TL (100.000 TL vekalet ücreti ve 25.000 TL gelir vergisi tevkifatı) tutarında yapılan ödeme nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve sözü edilen bu tutarın ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle iadesi istemiyle dava 2576 sayılı Kanun'da vergi mahkemesinin görevine giren hususlar arasında sayılmadığından, dava konusu uyuşmazlığın çözümü genel görevli mahkeme olan idare mahkemesine ait bulunmaktadır. Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Vergi mahkemeleri, İdari Yargı Düzeninin özel görevli mahkemeleridir. Bu yargı düzeninin genel görevli mahkemeleri ise, idare mahkemeleridir. Bunun anlamı; özel görevli idari mahkeme olan vergi mahkemelerinin görev alanının kanunla belli edilmiş bulunması; kanunla sınırları çizilen bu alan dışında kalan ve özel görevli başka idari yargı yerinin; örneğin, Danıştay'ın görev alanına da girmeyen idari uyuşmazlıkların idare mahkemelerince çözülmesinin gerekli olmasıdır. Başka anlatımla; özel görevli idari yargı yerlerinin görev alanına girmeyen idari uyuşmazlıkların "kanuni hakimi" idare mahkemeleridir.
Özel görevli idari yargı yeri olarak vergi mahkemelerinin görev alanı, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3410 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle değişik 6. maddesinde gösterilmiştir. Bu maddenin (a) bendine göre; vergi mahkemeleri, genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaların; (b) bendine göre, (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un uygulanmasına ilişkin davaların; (c) bendine göre ise, diğer kanunlarla verilen işlerin çözümüyle görevlidir. Öte yandan; aynı Kanun'un 5. maddesinde de, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay'da çözümlenecek olanlar dışında, maddede belirtilen davaların idare mahkemelerince karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Sözü edilen hükümlere göre, vergi mahkemelerinin bir uyuşmazlığın görüm ve çözümüne bakabilmeleri, sayılan davalardan birinin mevcut olması koşuluna bağlı bulunmaktadır. Olayda ise, maddede sayılan davalardan birine konu olabilecek türde tesis edilmiş herhangi bir işlem söz konusu olmayıp, idarenin hizmet kusuru nedeniyle oluştuğu iddia olunan zararın tazminine ilişkin istem davanın konusunu oluşturmaktadır. Dolayısıyla, uyuşmazlık vergi mahkemelerinin sınırları "kanunla çizilmiş özel görev alanı"nın dışında kalmaktadır.
Bu itibarla, genel görevli idare mahkemelerinin görev alanına giren söz konusu uyuşmazlık vergi mahkemesince çözümlenemeyeceğinden mahkeme kararında görev yönünden yasal isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
