Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/17362
Karar No: 2022/1950
Karar Tarihi: 23.02.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/17362 Esas 2022/1950 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2021/17362 E.  ,  2022/1950 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2018 tarihli ve 2017/313 esas, 2018/300 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/09/2021 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Sanık ... hakkında, 07/02/2017 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 16/05/2017 tarihli ve 2017/25087 soruşturma 2017/13724 esas, 2017/10389 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede; şüpheli hakkında 2016/20975 sayılı soruşturma dosyasında 18/10/2016 tarihinde İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesine 2016/413 esas sayılı kamu davasının açıldığı, TCK’nın 191/6. maddesi gereğince yeniden erteleme kararı verilemeyeceği hususunun belirtildiği,
    2- Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 03/05/2018 tarihli ve 2017/313 esas, 2018/300 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın TCK’nın 51/1.maddesi gereğince ertelenmesine, TCK’nın 51/3. maddesi gereğince 2 yıl süre ile denetim altında bulundurulmasına karar verildiği, kararın 01/06/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    3- Bu suçun işlenmesinden önce;
    a-) Sanığın 28/08/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 18/02/2016 tarihli ve 2016/20975 soruşturma, 2016/619 sayılı kararı ile, TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, süresi ve merciinin gösterildiği, kararın şüphelinin doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 29/02/2016 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, infazı için 06/04/2016 tarihinde İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    b-) İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 07/04/2016 tarihli ve 2016/2623 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 14/04/2016 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmadığı, 22/04/2016 tarihli uyarılı çağrı yazısının doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 27/04/2016 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle 10/05/2016 tarihinde dosyanın kapatılmasına karar verilerek 12/05/2016 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
    c-) Erteleme kararı kaldırılarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 18/10/2016 tarihli ve 2016/20975 soruşturma, 2016/36706 esas, 2016/28864 sayılı iddianamesi ile sanığın TCK’nın 191/1-4 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle İstanbul 15.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    d-) İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2017 tarihli ve 2016/413 esas, 2017/339 sayılı kararı ile, denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından çıkarılan tebligatların doğrudan MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi nedeniyle usulsüz olduğu, ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına karar verildiği, durma kararının 15/11/2017 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    e-) Sanığın 31/12/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2019 tarihli ve 2018/282 esas, 2019/188 sayılı kararı ile, sanığın 31/12/2017 tarihli suçu İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2017 tarihli ve 2016/413 esas, 2017/339 sayılı durma kararı gereğince daha önce verilen denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlediği, TCK’nın 191/5. maddesi gereğince ihlal nedeni sayılacağı, ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı gerekçesiyle davanın düşürülmesine, İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulmasına, karar verildiği,
    f-) İhbar üzerine, İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2019 tarihli ve 2019/389 esas, 2019/622 sayılı kararı ile; 18/02/2016 tarihli erteleme kararının doğrudan MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince usulsüz olarak tebliğ edildiği, bu hali ile erteleme kararının henüz kesinleşmediği ve denetim süresinin de bu nedenle başlamadığı gerekçesiyle kamu davasının durmasına karar verildiği, durma kararının 12/11/2019 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    anlaşılmıştır.
    B) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında,
    “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun'un 51/1. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine dair Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2018 tarihli ve 2017/313 esas ve 2018/300 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, her ne kadar şüpheli hakkında İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/413 esas sayılı dosyasında kamu davasının açıldığı, 5237 sayılı Kanunun 191/6. maddesi gereği iddianame düzenlenmesi sonucu yapılan yargılamayla Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2018 tarihli kararıyla sanığın cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine karar verilmiş ise de; İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/413 esas sayılı dosyasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18/02/2016 tarihli ve 2016/20975 soruşturma, 2016/619 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararı takiben denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından çıkarılan tebligatların usulsüz olduğu, tedbirlere uymamada ısrar etme şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle durma kararı verildiği,
    Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23/12/2019 tarihli ve 2019/5427 esas, 2019/8638 karar sayılı ilâmında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, anılan kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin karar incelendiğinde, kararın 29/02/2016 tarihinde doğrudan şüphelinin mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilerek usulsüz şekilde tebliğ edildiği gibi İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan çağrı yazısının 14/04/2016 tarihinde, uyarı yazısının da 27/04/2016 tarihinde yine sanığın doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilerek usulsüz şekilde tebliğ edildiği anlaşılmakla, her ne kadar sanığın başvuruda bulunmaması gerekçesiyle denetim dosyasının kapatılarak Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulması üzerine kamu davası açılmış ise de, şüphelinin doğrudan mernis adresine çıkarılan tebligatların usulsüz olduğu, kamu davasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği, bu nedenle infazına da başlanamayacağı, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligatların hukukî sonuç doğurmayacağı, bu durumda kovuşturma şartı olan ısrar şartının da gerçekleşmeyeceği cihetle usulüne uygun bir tedavi ve denetimli serbestlik infaz süreci bulunmadığından kamu davasının açılma koşulunun gerçekleşmediği, sanık hakkında durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2018 tarihli ve 2017/313 esas ve 2018/300 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
    C) Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık ... hakkında, 07/02/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2018 tarihli ve 2017/313 esas ve 2018/300 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 51/1. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamına göre, her ne kadar şüpheli hakkında İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/413 esas sayılı dosyasında kamu davasının açılmış, 5237 sayılı Kanunun 191/6. maddesi gereği iddianame düzenlenmesi sonucu yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2018 tarihli kararı ile sanığın cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine karar verilmiş ise de; İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/413 esas sayılı dosyasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18/02/2016 tarihli ve 2016/20975 soruşturma, 2016/619 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararı takiben denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından çıkarılan tebligatların usulsüz olduğu, tedbirlere uymamada ısrar etme şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle durma kararı verildiği,
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; somut olayda Cumhuriyet savcılığınca ve denetimli serbestlik müdürlüğünce çıkarılan tebligatların öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda; kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın 29/02/2016 tarihinde doğrudan şüphelinin MERNİS adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi usulsüz olduğu gibi İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan çağrı yazısının 14/04/2016 tarihinde, uyarı yazısının da 27/04/2016 tarihinde yine sanığın doğrudan MERNİS adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre usulsüz şekilde tebliğ edildiği anlaşılmakla, her ne kadar sanığın müdürlüğe başvuruda bulunmaması gerekçesiyle denetim dosyasının kapatılarak Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulması üzerine kamu davası açılmış ise de, şüphelinin doğrudan MERNİS adresine çıkarılan tebligatların usulsüz olduğu, kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği, bu nedenle infazına da başlanamayacağı, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligatların tebliği usulsüz olduğu gibi erteleme kararının kesinleşmemesi nedeniyle hukuki sonuç da doğurmayacağı, bu nedenle kovuşturma şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, mahkemece durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-) Karar:
    Açıklanan nedenlerle, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesinin 2. cümlesi gereğince “durma kararı” verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Bakırköy 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2018 tarihli ve 2017/313 esas ve 2018/300 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    23/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi