17. Hukuk Dairesi 2016/11830 E. , 2017/5330 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat (itirazın iptali) davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin kasko poliçesi ile sigortaladığı .... plakalı araç ile ... plakalı aracın 20/10/2013 tarihinde trafik kazasına sebebiyet verdiklerini, kaza neticesinde sigortalı araçta ağır maddi hasar meydana geldiğini, kazanın davalı ..."in tam kusuru ile meydana geldiğini, sigortalı aracın pert olduğunu ve sigortalıya 27/12/2013 tarihinde toplam 146.354TL ödeme yapıldığını, aracın kazalı haliyle 80.200 TL değerinde olduğunu, 66.154 TL"nin müvekkil şirket tarafından karşılandığını, .... plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını temin eden sigorta şirketinden 25.000 TL"nin bu tutardan düşüldüğünde müvekkil şirketin kaza neticesinde gerçekte 41.154TL ödeme yaptığını, bu meblağın ödenmesi için davalılara ihtar çekildiğini ancak netice alınmadığının, daha sonra Denizli 9. İcra Müdürlüğü"nün 2014/1818 esas sayılı dosyasında davalılar hakkında takibe geçildiğini, ancak davalılar tarafından borcun tamamına itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile 41.154 TL"nin hak sahibine ödenme tarihi olan 27/12/2013 tarihinden başlayarak tahsile kadar işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili için açılan Denizli 9. İcra Müdürlüğü"nün 2014/1818 esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde; davacının açmış olduğu davanın gerçekleri yansıtmadığını, 20/10/2013 tarihinde çift taraflı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın karşılıklı çarpışma ile değil yan yana çarpışma sonucunda karşı tarafın aracı hızlı kullanması ve hatalı sollama yapması nedeniyle meydana geldiğini, çarpışma noktasının karşı tarafın şeridi olmadığını, kusurun kendisinde olmadığını, kaza sonucunda .... Jandarma Karakolu"nda ifade verdiğini ve kazayı tereddüte mahal vermeksizin anlattığını ancak jandarma ekipleri tarafından aleyhine tespit tutanağı hazırlandığını, hazırlanan tutanakların gerçekleri yansıtmadığını, ceza yargılamasından geçmediğini, nihai bir tutanak olmadığını ve itibar edilmemesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... duruşmalardaki beyanlarında; eksik ve yanlış hazırlanan jandarma kaza tespit tutanağını, kusura ilişkin raporları ve aleyhe olan diğer tüm hususları kabul etmediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, Kusur raporuna istinaden makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmış olup bilirkişi zararın; 41.154,00 TL olduğunu tespit etmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalıların, .....İcra Dairesi"nin 2014/1818 esas sayılı dosyalarına itirazlarının kısmen iptali ile, takibin 41.154,00 TL asıl alacak ile 27.12.2013"ten 24.03.2014 tarihine değin işlemiş yasal faiz 882,84 TL ile toplam 42.036,84 TL üzerinden devamına dair karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminat talebine ilişkin yapılan takibe itirazın iptali davasıdır. 1086 sayılı HUMK"nın 388. maddesi (6100 sayılı HMK m. 297) uyarınca mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Aynı Kanunun 389. maddesinde de “Verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır” hükmüne yer verilmiştir (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298). Belirtilen madde hükümlerine göre hakim gerekçeye uygun karar vermek zorunda olup gerekçe ile hüküm birbirine uygun olmalıdır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece dava kısmen kabul edildiği halde kısa kararda ve gerekçeli kararda hem davanın kabulüne, hemde davalılar tarafından takibi yapılan itirazın kısmen iptaline denilmek suretiyle çelişkili karar verilmiştir.
2-Kabule göre de; davacı vekili tarafından dava açılırken 06.06.2014 tarihli tevzi formu ve vezne alındısına göre sadece 41.154,00 TL olan asıl alacak üzerinden harç yatırılmıştır. Oysa takip talebinde asıl alacak ile birlikte 1.995,97 TL avans faizi toplam 43.149,97 TL üzerinden takip başlatılmış ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile tahsili talep edilmiştir. Dava dilekçesinde de asıl alacak miktarı olan 41.154,00 TL"nin ödeme tarihi olan 27.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile tahsili talep edilmiştir. Mahkemece 41.154,00 TL asıl alacak ile 27.12.2013"ten 24.03.2014 tarihine değin işlemiş yasal faiz 882,84 TL ile toplam 42.036,84 TL üzerinden takibin devamına dair karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece, takip dosyasındaki faiz talebi ile ilgili eksik harcın tamamlanarak yargılamaya devam edilmesi ve karar verilmesi gerekirken harç alınmadan karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma şekline göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...’e geri verilmesine 10/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.