11. Hukuk Dairesi 2014/2225 E. , 2015/882 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/11/2013 tarih ve 2012/815-2013/561 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20/01/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekilleri Av. ... ile Av....., davalı vekilleri Av. ... ile Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin annesi olan...."nun 03.11.1994 tarihinde vefat ettiğini, murisin banka kasasından çıkan davalı şirkete ait hamiline hisse senetlerinin müvekkilinin miras hissesi oranında 26.07.2011 tarihinde müvekkiline teslim edildiğini, söz konusu hisse senetlerinden kaynaklanan hakların kullanılması ile ilgili olarak davalı şirkete gönderilen ihtara yanıt verilmediğini, murisin ölümünden beri söz konusu hisse senetlerine dayalı hiçbir hakkın kullanılamadığını ileri sürerek, “davacının annesinin davalı şirkette gerek kendisine ait gerekse mirasen intikal eden tüm hisselerinin tespitine ve davacıya teslimine, banka kasasından çıkan ve davacıya teslim edilen hisselerle beraber davacının murisine ait yine davalı şirketin hisseleri ile birlikte tüm hisselerin tamamı üzerinden, bu hisselere dayalı olarak bu hisse senetlerinden doğan haklarla ilgili bugüne kadar yapılmış olan bedelsiz sermaye artışlarından gelen bedelsiz payların ve buna dayalı bedelsiz hisse senetlerinin tespiti ve teslimine, kasadan çıkan hisseler ve bu hisselerden doğan tüm hisse senetlerine isabet eden kar paylarının ait olduğu dönemden geçerli olmak üzere banka reeskont faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, davacının sahip olduğu hisselere ve bunlardan doğan hisselere dayalı olarak bedelli sermaye artışları dolayısıyla sahip olunan rüçhan hakları miktarının tespitine ve rüçhan hakları bedellerinin ödenmesi için davacıya süre verilmesine, bunlara dayalı hisse senetlerinin teslimine” karar verilmesini talep ve dava etmiş, 26.11.2012 tarihli dilekçesi ile harç tamamlanarak dava değerini 30.000 TL olarak açıklamıştır.
Davalı vekili, davacının dayandığı hisse senetlerinin müvekkili şirketin sermayesinin 64.000.000 TL"ye çıkarılması sonrası basılmış olduğu anlaşılan ve hiçbir zaman dağıtılmamış, kullanılmamış, ekonomik değer olarak değerlendirilmemiş geçersiz belgeler olduğunu, davacının murisinin ölüm tarihine kadar şirket ortağı olup genel kurullara katıldığını, pay oranını tüm sermaye artışlarına karşın sabit kaldığını, dağıtılan kar paylarından adına isabet eden tutarı tahsil ettiğini, bu süreçte dava konusu hisse senetlerini kullanmayarak bunların değerinin ve geçerliliğinin olmadığını kabullendiğini, bir hatıra olarak saklamış olabileceğini, dayanılan belgelerdeki kar payı kuponlarının şirkete
verilmemiş olmasına rağmen kar paylarının alınmış olmasının da bunu gösterdiğini, şirkette hiçbir ortağın hisse senedi ile işlem yapmadığını, davacı da hem kendi payı hem de mirasen intikal eden paylar nedeniyle ortak olup annesinin ölümünden önce ve sonra şirkette hisse senedi ile işlem yapılmadığını bildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 16.04.1986 tarihinde yapılan sermaye artırımı ile şirketin sermayesinin 8.000.000 TL’den 64.000.000 TL’ye çıkarıldığı, arttırılan 56.000.000TL’lık kısmın 7.300.000 TL’lik kısmının davacının annesi tarafından, 32.800.000TL’lik kısmının ise davacının babası tarafından taahhüt edildiği, davacının annesi ve babası tarafından taahhüt edilen sermaye toplamı 40.100.000TL olup davacının annesine ait kasadan çıkan hisse senetlerinin tutarının da 40.100.000 TL olduğu, bu durum davacının babasının kendisine ait hisse senetlerini eşi olan .....’na teslim etmek suretiyle devrettiği gibi bir izlenim doğurmakta ise de davacının annesinin sadece kendisine ait 7.300.000 TL’lik payına ilişkin rüçhan haklarını kullanıp, öz kaynaklardan yapılan sermaye artırımı sonucunda kendi payına düşen bedelsiz hisse payları ve temettüleri aldığı, vefat edene kadar da şirket esas sermayesindeki %11,4063 oranını muhafaza ettiği, esas sermayenin 32.800 TL’lık kısmına tekabül eden bedelsiz paylar ve temettülerin de davacının babası tarafından alındığı, hazirun cetvelleri incelendiğinde davacının annesi ve babasının ayrı ayrı pay sahibi sıfatıyla genel kurullara katıldıkları bu durumun davacının annesinin vefatına kadar sürdüğü, davacının annesi, davacının babasına ait payları devralmış olsa idi pay sahipliği sıfatı sona eren babanın genel kurullara katılmasının mümkün olmayacağı, davacının babasından devraldığı paylara isabet eden bedelsiz payları ve temettüleri de davacının annesinin almış olması gerektiği, somut olayda böyle bir durum bulunmadığı, davacının annesinin davacının babasının paylarını devralmadığı, sadece hisse senetlerini kasada birlikte muhafaza ettikleri, davalı şirketin pay (hisse) senedi basılmasına ilişkin yönetim kurulu ya da genel kurul kararı bulunmadığı gibi hisse senetlerinin davalı şirketteki tüm pay sahiplerine dağıtıldığına ilişkin bir tutanak ya da aynı mahiyette bir belge de olmadığı, pay sahiplerinin davalı şirket genel kurullarına hisse senetlerini ibraz etmek suretiyle katıldıklarına ilişkin de delil bulunmadığı, davacının annesine ait kasadan çıkan hisse senetlerinin davalı şirkete karşı hukuken geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, davacının vefat eden annesinin banka kasasından çıkan davalı şirkete ait hamiline yazılı hisse senetlerinden kaynaklanan hakların tespiti ve hisse senetlerine isabet eden kar paylarının ödenmesi istemine ilişkindir.
Davacının annesi..... 03.11.1994 tarihinde vefat etmiştir. Dosyada mevcut veraset ilamı örneğinden ....’nun mirasçısı olarak eşi.... kızları olan davacı ve .....nun kaldığı anlaşılmaktadır. Eş.... ... ise dosyada mevcut veraset ilamı örneğine göre 09.08.2005 tarihinde vefat etmiş mirasçı olarak davacı ve dava dışı....nu bırakmıştır. Davacı, annesi, babası ve kardeş....muris......"nun ölüm tarihi olan 03.11.1994 tarihinde davalı şirkette kendi adlarına hisse sahibidirler. Davacı ve kardeşi .....kendi hisselerinden hariç anne ve babalarının ölümü ile onlardan kalan şirket hisselerine de mirasen sahip olmuşlardır. Davacı ... işbu davayı annesi..."nun ölümünden sonra banka kasasından çıkan ve 26.07.2011 tarihinde kendisine teslim edilen hamiline yazılı hisse senetlerine dayalı olarak açmıştır.
Elbirliği mülkiyeti kuralları gereğince miras ortaklığının (terekenin) tümüne ilişkin davaların bütün mirasçılar tarafından mecburi dava arkadaşlığı ilkeleri uyarınca birlikte açılması gerekmektedir. Bu kapsamda sadece mirasçılardan biri tarafından açılan davanın mahkemece hemen reddedilmemesi gerekir. Mahkemece, diğer mirasçıların davaya katılmasının (icazet vermeleri) sağlaması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi için davacıya uygun bir süre vermesi gerekir.
Bu itibarla mahkemece, dava dilekçesi ve davacı vekilinin 26.11.2012 tarihli dilekçesinin içeriği ile dava konusu hisse senetlerinin hamiline yazılı hisse senedi olduğu hususu hep birlikte nazara alınıp davacının iştirak halinde mülkiyet hükümleri uyarınca işbu davayı tek başına açıp açamayacağı konusunda hiçbir değerlendirme yapılmadan işin esasının yazılı gerekçelerle sonucu bağlanması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 20/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.