9. Hukuk Dairesi 2021/1256 E. , 2021/5574 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı yanında dilekçesinde belirttiği tarihler arasında kesintisiz çalışırken sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın, yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile dava şartı yokluğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1- b ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş ve karar Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2017/27159 esas, 2020/1906 karar sayılı ve 06.02.2020 tarihli ilamı ile davacının temyizi üzerine davacının 26.02.2012 – 17.04.2014 tarihleri arasında taşeron şirket işçisi olarak daha sonra ise davalı Belediyede sözleşmeli personel statüsünde çalıştığı anlaşıldığından ve davacı; tüm çalışma süresi için işçilik alacakları talebinde bulunduğundan Mahkemece, davacının sözleşmeli personel statüsünde istihdam edildiği, görevli yargı yerinin idari yargı olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de davacının tüm çalışma süresi sözleşmeli personel statüsünde geçmiş olmadığından davacının taşeron işçisi olarak çalıştığı dönem bakımından, dava konusu tazminat ve alacaklar yönünden tarafların delilleri toplanarak değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan dönem ile ilgili olarak davanın usulden reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuş ve bozma sonrası yapılan yargılamada Mahkemece bozma ilamına uyulduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının iş akdinin nasıl sona erdiği ve buna bağlı olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazanıp kazanmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda Mahkemece; "Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda incelenen dönem, davacının 26/06/2012-17/04/2014 tarihleri arasındaki çalışma dönemidir. Davacının, 17/04/2014 tarihi itibariyle, İş Kanunu"na tabi olan iş sözleşmesinin feshedildiği ve davacının sözleşmeli personel statüsünde davalı belediyede çalışmaya devam ettiği açıktır. Bilindiği üzere, iş akdinin işçiye tazminat ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiği hususunda ispat külfeti işverene aittir. Davacı, taşeron şirketler nezdindeki çalışması yönünden iş akdinin feshedildiği tarihten sonra da asıl işveren bünyesinde bu kez sözleşmeli personel olarak çalışmaya devam etmiştir. Davalı tarafça, iş akdinin işçiye tazminat ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiği ve fesih öncesinde davacıya ihbar öneli tanındığı usulünce ispat edilememiştir. Bu nedenlerle davacının iş akdinin, işveren tarafından haksız ve bildirimsiz feshedildiği kabul edilerek, davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir." gerekçesi ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisinde yer alan belgelere göre davacı ile davalı ... arasında 17.04.2014 – 31.12.2014 ile 01.01.2015-31.12.2015 tarihleri arası geçerli olan 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 49. maddesinin 4. fıkrası gereğince tam zamanlı olarak çalıştırılacak personele ilişkin hizmet sözleşmesi imzalanmıştır. Bozma sonrası yapılan yargılamada davalının davacıya “davacının iş akdine işveren şirketler tarafından mı son verildiği yoksa kendi istek ve arzusuyla mı işe devam edip etmediği” hususunda yemin teklif ettiği davacının da “2012 yılında alt iş veren bünyesinde çalışmaya başladım, daha sonra 2014 yılının nisan ayında tarafıma asıl iş veren kurumun insan kaynakları müdürlüğünce sözleşmeli olarak ... bünyesinde çalıştığımı belirten bir resmi tebliğ yazısı ulaştı, bu yazıdan sonra verilen görevime kaldığım yerden devam ettim, ben sözleşmeye geçmeden önce alt iş veren bünyesinde çalışırken kıdem ve yoğun çalışmamdan kaynaklanan haklarımı alamadım, izin kullanamadım” şeklinde yemin ettiği görülmüştür.
Davacının davalı Belediyede alt işveren işçisi olarak çalışmakta iken 17.04.2014 tarihinde kendi isteği ile sözleşme imzalayarak davalı ... bünyesinde bu kez 5393 sayılı Belediye Kanunun 49. maddesi kapsamında sözleşmeli personel olarak çalışmaya devam ettiği, sözleşmenin davacıya zorla imzalattırılmadığı açık olduğu gibi davacının yeminli beyanında dahi iş akdinin davalı ... veya alt işveren şirketler tarafından feshedildiğine yönelik bir beyanda bulunmadığı görülmüştür. Bu itibarla davacının sözleşmeli personel statüsüne geçişi kendi isteğine dayandığından ve iş sözleşmesi davacı yanca bu sebeple sona erdirildiğinden davacının feshinin haklı sebebe dayanmadığı anlaşılmakla kıdem ve ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç :
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.03.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.