12. Hukuk Dairesi 2016/18206 E. , 2017/11140 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlular hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinin kesinleşmesinden sonra, şikayetçilerin; alacaklının talebi ile borçlulardan ... ... ..."ın murisleri olan ... ... ve ... ..."dan intikal eden muhtelif taşınmazlarda borçluya isabet edecek payların haczedildiğini, oysa ki adı geçen borçlunun miras bırakanın mirasını mahkeme kararıyla reddettiğini, borçlu ... ... ..."ın mirasçısı ve aynı zamanda takip borçlusu olan ... ..."ın da ... ... ve ... ..."ın mirasını reddettiğini, şikayetçilerin ... ... ve ... ..."ın mirasçıları olduğunu ve haczedilen taşınmazların tapuda şikayetçiler adına kaydedildiğini, şikayetçilerin borçlu sıfatları da bulunmadığını belirterek icra müdürlüğünden söz konusu hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduklarını, anılan istemin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine icra mahkemesine yaptıkları başvurunun mahkemece, icra müdürlüğünün ret kararında yer alan itirazın iptali davasının neticesinin beklenmesi gerektiği ve ... .... Asliye Hukuk Mahkmesi"nin 2015/475 Esas sayılı dosyasında görülen davada verilen taşınmazların devrini önleyici ihtiyati tedbir kararının tapu siciline işlendiğine ilişin gerekçelerine itibar edildiği belirtilerek, şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Her ne kadar mahkeme kararının gerekçesinde; takip borçlularının icra dairesinde yaptıkları borca itiraz üzerine alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesi gerektiği belirtilmiş ise de; borçlular vekilinin 28.....2013 tarihli icra müdürlüğüne hitaben sunduğu dilekçe ile takip konusu borç kabul edilerek tüm itiraz taleplerinden feragat ettikleri ve takibi kesinleştirdikleri bildirilmiş, bu beyan borçlu tarafından itirazın iptali davasının görüldüğü ... ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin ........2013 tarih, 2013/319 - 522 Esas ve Karar sayılı dosyasına sunulmuş, alacaklının da borçlular ile aralarında protokol imzalanması ve itirazdan feragat edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığını bildirmesi üzerine adı geçen mahkemece konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş bilahare icra müdürlüğü ... ... .... Asliye Ticaret mahkemesi"ne gönderdiği ....04.2015 tarihli müzekkere ile takibin kesinleştiğini bildirmiş olmakla bu durumda takibin kesinleşmiş olduğu ve şikayete konu hacizlerin de takibin kesinleşmesinden sonra konulduğu sabit olup, şikayete konu haciz tarihinden önce kesinleşmiş olan takibe dayalı itirazın iptali davasının beklenmesi gerektiğine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde değildir.
Öte yandan, TMK"nun en yakın mirasçıların tamamı tarafından ret başlıklı 612. maddesi ile; ""En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir.
Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir."" şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut olayda, kök murisler ... ... ile ... ..."ın tek mirasçısının borçlu ... ... ... olduğu, adı geçen borçlu tarafından ... ... .... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin ....01.2015 tarih ve 2015/36 E.- 29 K. sayılı kararıyla muris ... ..."ın, ... ... .... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin ........2015 tarih ve 2015/41 E.- 67 K. sayılı kararıyla da muris ... ..."ın mirasının reddedildiğinin tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, borçlunun bu aşamadan sonra muristen intikal eden taşınmazlar üzerinde herhangi bir tasarruf hakkı kalmadığı açıktır. Diğer taraftan, yukarıda değinilen TMK"nun 612. maddesi uyarınca tek mirasçı olan borçlu ... ... ... tarafından reddedilen kök murislerin mirasının sulh mahkemesince tasfiye hükümlerine göre tasfiyesi gerekmektedir. Ancak söz konusu tasfiye işlemi yapılmadan şikayetçilerin, kök muristen intikal eden taşınmazların bir kısmını 03.....2015, bir kısmını da 04.....2015 tarihlerinde tapuda kendi adlarına intikal yoluyla tescil ettirdikleri görülmüştür. Bu durumda; resmi tasfiye prosedürü tamamlanmadığından ve borçlu ... ... ..."ın borcu nedeniyle kök murislere ait olan şikayete konu taşınmazlarda adı geçene intikal edecek hisseye haciz tarihi; bir kısım taşınmazlar yönünden 31.....2015, bir kısım taşınmazlar yönünden 01.....2015 ve bir kısmı yönünden de 08.....2015 olup, taşınmazların şikayetçiler adına tapuda tescil tarihi ise 03.....2015 ve 04.....2015 olduğundan, şikayetçilere taşınmazların üzerlerindeki hacizlerle birlikte intikal ettiği anlaşılmakla, bu aşamada hacizlerin kaldırılması mümkün değildir.
O halde mahkemece, şikayetin yukarıda yazılı gerekçelerle reddi gerekirken, "borçlu ... ... ..."ın öldüğü, mirasçılarının ... ... ile ... ... olduğu ve onlar tarafından da mirasın reddedildiği, taşınmazların ... ... ..."a ait olduğu, takibin kesinleşmediği" gibi dosya kapsamına uygun olmayan açıklamalarla ve şikayete konu hacizden ve taşınmazların şikayetçiler adına tapuya tescilinden sonraki bir tarihte verilmesi nedeniyle şikayetin sonucuna etkili olmayan ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2015/475 Esas sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararına dayanılarak sonuca gidilmesi isabetsiz ise de; sonuçta istem reddedilmiş olmakla sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Şikayetçilerin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK"nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 31,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, .../09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.