8. Hukuk Dairesi 2013/10749 E. , 2014/6029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... (...) (Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 14.02.2012 gün ve 4/2 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, vekileden ile davalıların kök muris İbrahim"im mirasçıları olup, ortak muristen kalan 174 ada 27, 29, 175 ada 7, 18, 30, 35, 178 ada 2, 179 ada 4, 115 ada 73 ve 82 parsellerin...., 179 ada 1 parselin ise... mirasçıları ile diğer davalılar adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, davalılar üzerindeki tapu kaydının iptali ile ortak muristen gelen ½ payın vekiledeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ..., 1963 yılında İstanbul"a göç eden davacının taşınmazların bir kısmını harici olarak babasına sattığını, taşınmazların doğru olarak tespit edildiğini, davalılardan ...,.... ve ... davacının akrabaları olduğunu ancak taşınmazlarda hakkı bulunmadığını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı ... davacının, dayısının oğlu olduğunu ve açılan davaya bir diyeceği olmadığını, davalı ... ise davacının kök murisin mirasçısı olup olmadığını bilememekle birlikte taşınmazlarda hakkı bulunuyor ise, itirazının olmadığını bildirmiştir.
Mahkemece, davacıya kök muris İbrahim"in veraset belgesini sunması için kesin süre verildiği halde, süresi içinde ara kararı gereği yerine getirilmediğinden ve kök murisin mirasçısı olsa dahi, tek başına dava açamayacağından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya kapsamından; davanın mirasçılar arası pay iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı dava konusu 174 ada 27, 29, 175 ada 7, 18, 30, 35, 178 ada 2, 179 ada 4, 115 ada 73, 82 ve 179 ada 1 parselin ortak muristen kaldığını iddia etmiş, mahkemece davacıya ortak murise ait veraset belgesini sunması için HMK"nun 90. maddesine uygun olarak kesin süre verilerek süresi içinde ara kararı gereğinin yerine getirilmemesi halinde sonuçları hatırlatılmıştır. Mahkemece kesin olarak verilen süreye rağmen verilen süre içinde veraset belgesi sunulmadığı gibi veraset belgesi alınmak üzere mahkemesine de başvuruda bulunulmamıştır. HMK"nun 114/1-d hükmüne göre taraf ehliyeti dava şartlarındandır. HMK"nun 115. maddesi uyarınca, mahkeme dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırıp, dava şartının noksan olması halinde davayı usulden reddetmelidir. Bu halde, somut olayda, davacı, taraf ehliyetine sahip olduğunu kanıtlamadığından davanın usulden reddi yerine işin esasına girilerek yazılı şekilde red kararı verilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan, dava, mirasçılar arasında açılıp yürüyen pay iptali ve tescil isteğine ilişkin olup; elbirliği mülkiyeti hükümlerinin geçerli olduğu taşınmazlarda, mirasçıların birbirleri aleyhine tek başına miras payının iptaline ilişkin dava açmaları mümkün olup oybirliği aranmaz (HGK. 23.10.1996 T. 1996/7-522 Esas ve 1996/713 Karar) Davacı, mirasçılar arasında görülen böyle bir davada, sadece kendi payı yönünden iptal ve tescil isteğinde bulunabilir. Bu ilke TMK"nun 702. maddesinde öngörülen oybirliği kuralının istisnasını oluşturmaktadır. Bu kapsamda, davacının miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmasının mümkün olduğunun göz önünde bulundurulmamış olması da doğru değilse de red sonuç itibariyle doğru olduğundan hükmün, HMK"nun 304. maddesi (1086 sayılı HUMK"nun 438/7. fıkrası) gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.