11. Hukuk Dairesi 2014/1851 E. , 2015/244 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada......Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/10/2013 tarih ve 2011/492-2013/291 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı ile birleşen diğer davanın davalısı vekili tarafından istenmiş ise de duruşma günü 13.01.2015 tarihinde davacı-karşı davalı vekilinin duruşmadan vazgeçme dilekçesi de dikkate alınarak, duruşmanın incelenmesine evrak üzerinde karar verildikten sonra ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi.....tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalıdan oto kiralaması nedeniyle alacağının bulunduğunu, tahsili için yapılan icra takibinin itirazla durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının eski imtiyazlı ortak olduğunu, önceki ortaklarla yapılan devir protokolünde şirketin borcunun bulunmadığının açıklandığını, davacının da garantör olduğunu, bir alacağı var ise önceki yönetici ve denetçilere başvurması gerektiğini, davacının alacak sebeplerini tam açıklamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten değişik hukuki nedenlere dayalı alacağının bulunduğunu, oto kiralaması nedeniyle olan alacağını asıl davada talep ettiğini, tahsili için yapılan icra takibinin itirazla durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl davadaki cevabını tekrar etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkili şirketin davalıya düğün organizasyon işi yaptığını, hizmet bedeli faturanın kendisine tebliğ edildiğini, ihtarında borcu kabul ettiğini, ancak kendisinin alacağının bulunduğunu belirterek mahsup yaptığını bildirdiğini, bir alacağının olmadığını, tahsili için yapılan icra takibinin itirazla durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davanın davalısı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 01.07.2010 tarihli ibranamenin davacı ile davalı şirketin yönetim ve denetim kurulu üyeleri arasında imzalanmış bulunduğu, tarafların bu belgede başkaca bir borç ve alacak ilişkisi olmadığını açıkladıkları, ortakların birbirlerini ibra ettikleri, bu belgeye göre davacının şirketten bir alacağı olmadığı ve şirketi ibra ettiğini beyan ettiğinden artık davalıdan bir alacak talep etmesinin mümkün olmadığından davalarının reddinin gerektiği, davalı şirketin önceki hissedarlarının hisselerini devir ettikleri, davacının da hissesini devir ettiği, borç içinde bulunan şirketin hisselerinin devrinde devir bedelleri dikkate alındığında, davacının hisselerini diğer hissedarlara göre yirmibin katı fiyata sattığı, bu durumun davacının şirketten alacaklı olduğunu gösterdiği, aksi halde borç batağındaki bir şirketin hisselerine bu kadar yüksek bedel verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağı, davacı şirketteki alacaklarını da dikkate alarak hisselerini yüksek fiyatla sattığından ve satış sonrasında 01.07.2010 tarihli ibraname düzenlendiğinden artık davacının davalı şirketten bir alacağından söz etmenin mümkün olmayacağı, birleşen davada davacı şirkettin alacağının sabit olduğu gerekçesiyle davacının asıl ve birleşen..... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/516 esasındaki davasının reddine, birleşen...... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/519 esasındaki davanın kabulüne...... İcra Müdürlüğü"nün 2011/20518 esasına kayıtlı takibe yapılan itirazın iptali ile takibin 11.394 TL üzerinden devamına karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı ile birleşen diğer davanın davalısı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı-birleşen davaların davacısı ve davalısı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl dava, oto kiralama ücretinin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali, birleşen dava, ortaklık döneminde şirkete verildiği ileri sürelen borcun tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali, birleşen diğer dava ise düğün organizasyon hizmet bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemlerine ilişkindir.
Davacı-birleşen davaların davacısı ve davalısının, davalı-birleşen davaların davalısı ve davacısı şirketin ortağı bulunduğu, yönetim ve denetim kurulunda görev almadığı, 01.07.2010 tarihli sözleşme ile hisselerini dava dışı kişiye devir ettiği, bu devre ilişkin ayrıca protokol de düzenlendiği, davacı-birleşen davaların davacısı ve davalısının ortaklık sıfatının kalmadığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Davalı-birleşen davaların davalısı ve davacısı şirketin davacı-birleşen davaların davacısı ve davalısına düğün hizmeti verdiği dosya kapsamıyla sabittir. Uyuşmazlık, davacı-birleşen davaların davacısı ve davalısının oto kiralama hizmeti ile ortaklığı döneminde şirkete borç verip vermediği, bu yönüyle bir alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. Mahkemece, yazılı gerekçelerle asıl ve birleşen...... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/516 Esas sayılı davaların reddine karar verilmiştir. Ancak, hüküm doğru değerlendirmeler içermemektedir. Yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda düzenlenen raporlarda davacı-birleşen davaların davacısı ve davalısının şirketin defter ve kayıtlarında şirketin bir takım borçlarını ödediği, alacaklı olduğuna dair bilgilere yer verilmiştir. Başka bir anlatımla, davalı-birleşen davaların davalısı ve davacısı şirketin defter ve kayıtlarına göre alacaklı konumundadır. Davacı-birleşen davaların davacısı ve davalısı yönetici ve denetçi olarak görev almamış, defter ve kayıtlar kendi nezaretinde veya kendi sorumluluğunda tutulmamıştır. Ayrıca, bu alacaklarla ilgili olarak dava dışı devir alan kişi sonradan alacaklı gösterilmiş ise de devir sözleşmesinde ve protokolde anılan alacakların ortaklığı devir alana temlik edildiği kararlaştırılmış değildir. Davacı-birleşen davanın davacısı ve davalısının katılımı olmadan sonradan düzenlenen belgelerin kendisini bağlayıcı bir yönü de bulunmamaktadır. Hisse devir sözleşmesinde ve protokolde hisse devir bedeli tayin edilirken devir edenin alacaklarının dikkate alındığına dair bir açıklığa yer verilmemiştir. O halde, devir bedelinin, sözleşme serbestisi kapsamında şirketin defter ve kayıtları ile bulunduğu mali durum itibariyle belirlendiğinin, davacı-birleşen davaların davacısı ve davalısının kişisel alacaklarının baki tutulduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu durum karşısında, asıl ve birleşen....... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/516 Esas sayılı davalarındaki iddia, savunma ve kanıtların yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde değerlendirilmesi, gerektiğinde ek rapor alınması veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davacı-birleşen davaların davacısı ve davalısı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen davaların davacısı ve davalısı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.