4. Hukuk Dairesi 2020/729 E. , 2020/3654 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/06/2015 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/02/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu araçta oluşan değer kaybı, aracın kullanılamaması sebebiyle kâr mahrumiyeti ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekillinin sevk ve idaresinde bulunan aracı ile kırmızı ışıkta beklediği sırada davalı sürücünün hakimiyetini kaybederek müvekkilinin aracına arkadan çarptığını ve davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu belirterek; araç değer kaybı ve aracın kullanılamaması nedeniyle yoksun kalınan kar ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, daha önce iki kez kazaya karışan davalı aracında değer kaybı oluşmayacağını, değer kaybı tutarının fahiş olduğunu, ticari araç niteliğinde olmadığından araç mahrumiyeti zararının da kabul edilemeyeceğini ve manevi tazminat talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 1.000 TL değer kaybı ile, 5.000 TL yoksun kalınan kârın davalıdan tahsiline dair verilen ilk karar yalnızca davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/04/2017 gün 2016/9784 esas ve 2017/3859 karar sayılı ilamıyla; davacı vekiline maddi tazminat istemlerinin nelerden ibaret olduğu kalem kalem açıklattırılması gerektiği ayrıca manevi tazminat istemi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile bozulmuş; bozma kararında kabule göre de; araçtaki kazanç kaybının belirlenmesi yönünden, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının getirtilerek, günlük kazancı belirlenmeksizin vicdani kanaate göre karar verilmesinin hatalı olduğu ve ikinci el piyasa rayiç değeri ile tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybını göstereceği ilkesine göre aracın değer kaybının tespiti için yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda davacı vekiline taleplerin açıklanması yönünde süre verilmiş, davacı vekilinin 24/10/2017 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata yönelik istemlerinin yalnızca müvekkiline ait aracın değer kaybı ile sınırlandırıldığına ilişkin yazılı beyanda bulunmuştur.
Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda yeniden hüküm tesis edilmiş bu defa 3.000,00 TL değer kaybı ve 1.200,00 TL yoksun kalınan kârın davalıdan tahsiline şeklinde hüküm kurulmuş ise de aracın 1.000 TL değer kaybı ile, davacının 5.000 TL yoksun kalınan kârın kabulüne dair verilen ilk kararı temyiz etmediğinden kesinleşmiştir. Davacı tarafın verilen ilk kararı temyiz etmemesi nedeni ile hükmün kesinleştiği ve davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu sabittir. Aynı zamanda davacı vekilinin 24/10/2017 tarihli dilekçesi ile de maddi tazminata yönelik istemlerinin yalnızca aracın değer kaybı ile sınırlandırıldığı da açıktır.
Şu halde; değer kaybına yönelik verilen ilk karar davacı tarafından temyiz edilmediğinden değer kaybı yönünden davalı yararına usulü; kazanılmış hak oluşmuştur. Mahkemece bu durum gözetilmeksizin davalının usulü; kazanılmış hakkını ihlal eder şekilde değer kaybı tazminatına hükmedilmesi ve davacı vekilinin 24/10/2017 tarihli dilekçesinde de tekrar maddi tazminata yönelik istemlerinin yalnızca aracın değer kaybı ile sınırlandırmasına ve yoksun kalınan kâr talebinin bulunmamasına rağmen bu kaleme de hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA; davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.