17. Hukuk Dairesi 2015/5825 E. , 2017/11486 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların oğlu/ kardeşi ... yolcu olarak bulunduğu motorsiklete çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı anne ... ölen oğlunun desteğinden yoksun kaldığını ve tüm davacıların manevi zarara uğradığını belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 2.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan ve 160.000,00 TL. manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsilini talep etmiş; 03.11.2014 tarihli artırım dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 32.995,80 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, poliçe limitiyle sınırlı olarak ve sigortalının kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davacı tarafın zararı ispat etmesi gerektiğini, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı ..."nin maddi tazminat isteminin kabulü ile 32.995,80 TL. destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigortacı için dava ve diğer davalılar için kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline, diğer davacıların maddi tazminat isteminin reddine; davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı ... için 20.000,00 TL, ... için 8.000,00 TL. ve diğer davacılar için 12.000,00"er TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine uygun biçimde, davada vekille temsil edilen davalılar yararına vekalet ücreti takdir edilmiş olmasına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf dava dilekçesinde; davacıların oğlu/ kardeşi ... ölümü nedeniyle, ölenin desteğinden mahrum kalındığını belirterek 2.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmuştur. Davacı tarafın talebinin açık olmaması nedeniyle, mahkeme tarafından, maddi tazminata ilişkin açıklama yapılması konusunda davacı tarafa süre verilmiş; davacılar vekilinin, 25.01.2013 tarihli dilekçesinde, davaya konu edilen destekten yoksun kalma zararına ilişkin 2.000,00 TL. tazminatın, davacı anne ... için talep edildiği açıkça bildirilmiş, diğer davacılar yönünden herhangi bir maddi tazminat isteminde bulunulmamıştır.
Bu durum karşısında; davacı anne ... dışında kalan ve ölenin kardeşi olan diğer davacıların, destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin bulunmadığı gözetilip, davaya konu talepler hakkında hüküm tesisi gerekirken; davacı tarafın talep etmediği maddi tazminat için red yönünde hüküm tesis edilmesi ve davalı taraf yararına red vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacılar murisinin ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, ölenin kardeşi/ annesi olan davacılar için toplam 160.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. (818 sayılı BK"nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların oğlu/ kardeşi olan yakınlarının ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların ölene olan yakınlıkları nedeniyle duyacakları elemin derinliği, davacıların yakınının kazanın oluşumunda hiçbir kusurunun bulunmayışı gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
4-Davaya konu kazadaki tarafların kusur oranlarının belirlenmesi bakımından, aynı kazaya ilişkin açılan mahkemenin 2012/110 Esas sayılı dosyasında alınan ve mahkemece de benimsenen 08.04.2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; davalı sürücünün, ışık kontrollü kavşağa kırmızı ışık ihlali yaparak girdiği için kazada %90 oranında kusurlu olduğu; davacılar desteğinin yolcu olduğu motorsikletin sürücüsü ile davacılar desteğinin ise, motorsiklette yolculuk esnasında, koruyucu kask takmadığı ve ölümleriyle sonuçlanan
kazada bu durum etken olduğu için %10 oranında kusurlu oldukları yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemenin benimsediği bu rapor, kazanın oluş biçimi bakımından doğru tespitleri içermektedir. Ancak, davacılar desteğinin kask takmadan motorsiklette yolculuk etmesinin, kazanın oluşumunda etkili olmayıp sadece zararlı sonucun (ölümün) doğmasına etki ettiği; kazanın, davalı tarafa ait aracın kırmızı ışık ihlali ile desteğin de bulunduğu motorsiklete çarpmasıyla gerçekleşen kaza olduğu gözetilmeli ve kazanın oluşumundaki kusur ile zarar görenin, zararlı sonucun doğumuna etki eden müterafik kusurunun farklı kavramlar olduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır.
Mahkemenin hükme esas aldığı 22.10.2013 tarihli hesap bilirkişi raporunda da, davalı tarafa ait araç sürücüsünün % 90 kusur oranına göre tazminatın belirlendiği ve bu raporla saptanan tazminatın hüküm altına alındığı; davacılar desteğinin, motorsiklette yolculuk esnasında koruyucu kask takmayıp kendi can güvenliği için tehlike yaratan (zararı doğuran ya da artıran) ve müterafik kusur teşkil eden eylemi olup olmadığı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun "tazminat miktarının tayini" başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; "Tazminatın tenkisi" başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Somut olayda; davacılar desteğinin, kendi can güvenliği açısından kullanması zorunlu olan koruyucu kaskı takmadan, motorsiklette yolculuk ettiği; kazada kafa travması geçirdiği, kafa kemiklerinde kırıklar oluşması ve beyin kanaması nedeniyle öldüğü; bu itibarla, davacılar desteğinin ölüm sebebi de gözetildiğinde, kendi can güvenliği için kask takmayıp tehlikeli biçimde yolculuk etmek suretiyle zararın doğumunda ya da artmasında etkili olduğu olayda, müterafik kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre mahkemece; KTK"da asli kusur sayılan, trafik işaretlerine uymama ve kırmızı ışıkta geçme kuralını ihlal eden davalı sürücünün tam kusurlu eylemi nedeniyle kazanın
gerçekleştiği, kazanın oluşumunda davalı sürücü dışında kusurlu kimsenin bulunmadığı, desteğin yolculuk esnasında koruyucu kask takmamasının ancak müterafik kusur olarak değerlendirilebileceği hususları gözetilmek suretiyle; davalı sürücünün tam kusuruna göre tazminat hesaplaması yapılması konusunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp, BK"nun 44. maddesi (TBK 52. md) uyarınca maddi tazminattan makul oranda hakkaniyete uygun müterafik kusur indirimi (Dairemiz"in yerleşik uygulamaları ile bu oran %20) yapılması ile oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ile (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ...Ş."ye geri verilmesine, 11/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.