
Esas No: 2016/16536
Karar No: 2020/5115
Karar Tarihi: 26.11.2020
Danıştay 4. Daire 2016/16536 Esas 2020/5115 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/16536
Karar No : 2020/5115
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Endüstri Mühendislik Taahhüt İmalat Bakım İşletme ve Turizm Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen 2010/12 dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Kanun'un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması ve vergi ve cezaların dayanağı olan vergi inceleme raporunun iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının fatura aldığı mükellefler hakkındaki vergi tekniği raporlarında yer alan tespitlere göre düzenlenen faturaların sahte olduğu anlaşıldığından cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, vergi inceleme raporunun iptali isteminin idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem niteliğinde olmaması sebebiyle incelenme olanağı bulunmadığı, öte yandan somut tespit bulunmadan kesilen özel usulsüzlük cezasında ise hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen reddine, kısmen incelenmeksizin reddine, kısmen kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının ilgili dönemlerde mal ve hizmet alışlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiğinin tespit edildiği, 213 sayılı Kanunun 353/1. maddesi uyarınca belge alınmadığından özel usulsüzlük cezası kesildiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Olayda, davacı şirket tarafından, 02/02/2015 tarihinde dava açıldığı, ancak … tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yer alan ilana göre, davacı şirketin ticaret sicil kaydının Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca re'sen silindiği hususu dikkate alındığında, 2577 sayılı Kanun'un 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine göre değerlendirme yapılmak üzere Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 8. maddesinde mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır.
Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nda, başlıbaşına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal topluluklarının kendileri ile ilgili özel hükümler uyarınca tüzel kişilik kazanacakları; tüzel kişilerin, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehil olacakları; kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanacakları hükme bağlanmıştır.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre ticaret şirketleri ticaret siciline tescil ve ilan ile tüzel kişilik kazanmakta, ana sözleşmelerinde yazılı işletme konularında haklara ve borçlara sahip olmakta, organları tarafından temsil edilmekte, şirketin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde bu durumun ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmesiyle tüzel kişilikleri de sona ermektedir.
Bu düzenlemelere göre, sermaye şirketinin borçlu kılınabilmesi tüzel kişiliğini kaybetmemiş olmasına bağlıdır. Ticaret siciline tescil edilmekle tüzel kişiliği sona eren şirketin haklara sahip olması ve borçlu kılınması mümkün bulunmadığından, esasen adına tarhiyat yapılmasının hiç bir hukuksal sonuç doğurmayacağı gibi kanuni organları aracılığıyla temsil edilebilen şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesi, organların bu sıfatının da sona ermesine yol açacağından, yargı yerlerinde temsil edilmesi de olanaksızlaşır.
Dava dosyasının incelenmesinden, … tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yer alan ilana göre, davacı şirketin ticaret sicil kaydının Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7. maddesi uyarınca re'sen silindiği, dava konusu vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin tebliği üzerine bakılan davanın ise 02/02/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda; hiçbir hukuksal sonuç doğurmayan işlemlerin idari davalara konu edilmesi olanaksızdır. İdari davaya konu edilemeyecek bir işlemin hukuka uygunluğu da incelenemeyeceğinden, dava konusu cezalı tarhiyatlara ve özel usulsüzlük cezasına karşı davacı şirket tarafından açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
