15. Ceza Dairesi 2017/38332 E. , 2018/1852 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : ... Bankası"na yönelik eyleminden; 765 sayılı TCK"nın 504/1, 522, CMK"nın 307/4 maddeleri gereğince mahkumiyet
... Bank"a yönelik eyleminden; 765 sayılı TCK"nın 504/1, 522, CMK"nın 307/4 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan hükümlü hakkında talep edilen uyarlama yargılaması sonucunda verilen mahkumiyet hükümleri, hükümlü tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükümlü hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama sonunda, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 28/05/1997 tarih, 1995/296 E ve 1997/78 K sayılı kararı ile 765 sayılı TCK"nın 504/1, 522 maddeleri gereğince hükümlünün neticeten ...Bankası"na yönelik eyleminden 2 yıl 4 ay ağır hapis ve 26.741.700 lira ağır para cezası, ...Bank"a yönelik eyleminden ise 2 yıl 4 ay ağır hapis ve 35 milyon lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince hükümlerin onanarak kesinleştiği, infaz aşamasında iken 5237 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca uyarlama talebinde bulunulduğu, bu kez mahkemece evrak üzerinde inceleme yapılarak 20/06/2005 tarihli ek karar ile 5237 sayılı yasanın lehe olmadığı gerekçesiyle hükmün infazına karar verildiği, hükmün hükümlü ... müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesi"nin 30/01/2006 tarih, 2005/11933 E, 2006/282 K sayılı kararı ile duruşma açılmadan ve kesinleşmiş hüküm ile 5237 sayılı TCK"nın ilgili hükümlerinin olaya uygulanmaksızın, denetime imkan verecek şekilde sonuçların karşılaştırılıp lehe hüküm belirlenmeden karar verilmesi gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, mahkemenin bozmaya uyarak yapmış olduğu uyarlama yargılaması sonucunda; 5237 sayılı TCK"nın lehe olduğu gerekçesiyle verilen 25/07/2006 tarihli hükümlerin hükümlü müdafii ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine; Yargıtay 11. Ceza Dairesi"nin 11/02/2009 tarih, 2008/20338 E, 2009/787 K sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 61. maddesi uyarınca, meydana gelen zararın fahiş oluşu nazara alınarak, yasal tanımda yer alan alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın tayini gerektiğinin gözetilmemesi, 5237 sayılı TCK.nun 55.maddesi gereğince kazanç müsaderesinin, ancak suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların suçun mağduruna iade edilememesi halinde mümkün olduğu gözetilmeden yazılı şekilde müsaderesine hükmolunması, 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca alt soy üzerindeki 1. fıkranın c bendinde yer alan hak yoksunluğunun koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, hükümden sonra, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesi gereğince, "dolandırıcılık" suçları yönünden hükümlü hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının” takdir ve tayininde zorunluluk bulunması sebepleriyle hükümlerin bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmadan sonra 14/05/2009 tarihli hüküm ile hükümlünün mahkumiyetine karar verilmiş, hükmün hükümlü ... katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 23/06/2016 tarih ve 2016/403 E, 2016/5920 K sayılı karar ile "mahkemenin hükümlü hakkındaki 25.07.2006 tarih ve 2006/113 Esas, 2006/271 Karar sayılı kararı, Dairemizin 11.02.2009 gün ve 2008/20338 esas, 2009/787 karar sayılı ilamı ile aleyhe bozulduğu halde 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 326. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hükümlüden bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması” gerekçesiyle hükmün tekrar bozulması üzerine yapılan yargılama neticesinde 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın somut olaya uygulanmasından sonra, 765 sayılı TCK"nın hükümlü lehine olduğu şeklindeki kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, hükümlünün yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
28/05/1997 tarihli hüküm ile nitelikli dolandırıcılık suçundan hükümlünün 765 sayılı TCK"nın 504/1, 522 maddeleri gereğince neticeten ... Bankası"na yönelik eyleminden 2 yıl 4 ay ağır hapis ve 26.741.700 lira ağır para cezası,... Bank"a yönelik eyleminden ise 2 yıl 4 ay ağır hapis ve 35 milyon lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verildikten sonra, 5237 sayılı Kanun ile hükümlü lehine bir düzenleme getirilmediğinin kabul olunması karşısında; önceki kesinleşmiş mahkumiyet hükmündeki “ağır para cezasının”, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5. maddesi gereğince “para cezasına”, “ağır hapis cezasının” ise aynı kanunun 6. maddesi gereğince “hapis cezasına” dönüştürülerek önceki hükmün aynen infazına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesi gereğince, hüküm fıkralarının “5252 sayılı Kanun"un 5. ve 6. maddeleri de gözetilerek kesinleşmiş 28/05/1997 tarih, 1995/296 E ve 1997/78 K sayılı ilk hükümdeki ağır para cezalarının para cezasına, ağır hapis cezalarının ise hapis cezasına dönüştürülmesi suretiyle hükümlerin aynen infazına” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.