Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1046
Karar No: 2020/954
Karar Tarihi: 07.10.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1046 Esas 2020/954 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1046
KARAR NO: 2020/954
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2019/954 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2020
İlk derece mahkemesince verilen 30/06/2020 tarihli ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, davalının şirket içerisindeki görev ve yetkilerini kötüye kullanarak davacının da hissedarı olduğu 2013 yılından bu yana ... A.Ş.'ne zarar verdiğinin tespit edilerek zararın TTK ve sair mevzuat hükümleri uyarınca davalıdan zarar verme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şirket lehine tazminini, davalı ...'nın şirket yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığından azli ile şirketi temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılmasını, şirkete tedbiren yönetim kayyumu atanmasını, aksi halde şirkete tedbiren denetim ve onay kayyumu atanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davada belirsiz alacak davası koşullarının mevcut olmadığını, davacının öncelikle zarara sebep olan vakıayı ortaya koyması ve zararın ispatı gerektiğini, davacının ilgili olaylar nedeniyle genel kurul toplantısında olumlu oy kullanması ve ibra etmesi nedenleri ile dava hakkı bulunmadığını, davanın esasına girilmesi halinde, davanın olayların somut olarak belirlenmemiş olması ve afaki iddialarla açılmasının mümkün olmaması, müvekkilimin kusurlu fiil ve işlemleri bulunmaması, bir illiyet bağından da söz edilmesinin mümkün bulunmaması ve zarara sebebiyet vermiş olmaması, beyan ve iddialarının usul ve yasaya aykırı, haksız, mesnetsiz ve tamamen kötü niyetli olması nedenleri ile esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekli olup bu hususta mahkemece kanaat oluşmadığı, talep sahibinin, hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunmadığı gibi ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup talep eden vekili tarafından dosyaya sunulan delillerin somut delil kabul edilip haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uymaması gözönüne alınarak davacı tarafın ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili; 2013 yılından bu yana şirketi zarara uğratan pek çok işlemler yapıldığını, davalının şirketi zarara sokan eylemlerinin süreklilik arz ettiği, davalının, şirketteki görevlerinden azledilmesi gerektiğini, zarara uğratılan ... AŞ.’nin holding olarak kendisine bağlı şirket bulunmadığını ve şirketin mevcut mal varlığından elde ettiği kira işlemleri dışında da bir faaliyeti bulunmadığını ,ara kararın kaldırılarak, davalının YK başkanı ve münferit imza yetkilisi olduğu ... A.Ş.’ne verdiği zararların tazmini davasında, davalının müteaddit ve yıllara sari olarak devam eden fiil ve eylemleri ile kendi çıkarları doğrultusunda verdiği zararların önlenebilmesi bakımından; davalı ...’nın, şirket yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığından azli ile şirketi temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılmasını, şirkete tedbiren yönetim kayyumu atanmasını, yönetim kayyumu atanmaması halinde tedbiren şirkete denetim ve onay kayyumu atanmasını, talep etmiştir.
GEREKÇE: Elde ki dava; anonim şirket yönetim kurulu üyesine karşı açılmış bir sorumluluk davası ile birlikte anonim şirket yönetim kurulu üyeliğinden azli ile yönetim kayyımı atanmasına ilişkindir. H.M.K.'nın 389/(2). maddesi; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." Aynı Yasa'nın 390/3. maddesi; "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır'' düzenlemesini içermektedir. Somut olayda;dava dilekçesinde neticei taleplerinde davalının anonim şirket yönetim kurulu üyeliğinden azlinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre davacının sonuç talebi davacının ihtiyati tedbire ilişkin talep sonucu ile örtüşmektedir. Hüküm sonucunu elde edecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olup , mahkemenin ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gereklidir. 6102 sayılı TTK’nun anonim şirketlere ilişkin 364 ve 408. maddeleri hükümleri, YK üyelerinin kusurlu işlemlerinden dolayı şirkete ve ortaklarına karşı sorumlu olduklarından hukuki ve cezai ve idari sorumlulukları yoluna gidilebileceği de dikkate alındığında, yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden ,isteğin reddine ilişkin ara kararına karşı davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmemiş ,başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK 'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/10/2020

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi