Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/3225
Karar No: 2020/2747
Karar Tarihi: 26.11.2020

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/3225 Esas 2020/2747 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/3225
Karar No : 2020/2747

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- …
2- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 14/02/2019 tarih ve E:2016/19916, K:2019/1147 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması davalı idareler tarafından istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacı tarafından, 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu Kararı ile üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin işlem ile işlemin dayanağı olan ve 10/05/2014 tarih ve 28996 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının, 3. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmının iptali ile bu işlemler nedeniyle ödenmeyen maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 14/02/2019 tarih ve E:2016/19916, K:2019/1147 sayılı kararıyla;
Davanın, 10/05/2014 tarih ve 28996 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın, 3. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmı yönünden; Danıştay Onaltıncı Dairesince verilen 22/03/2016 tarih ve E:2015/11290, K:2016/1746 sayılı kararla, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı'nın, 3. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmının iptal edildiği ve anılan kararın İdari Dava Daireleri Kurulunun 7/11/2018 tarih ve E:2017/40, K:2018/4529 sayılı kararı ile onandığı anlaşıldığından, dava konusu uyuşmazlığın bu kısmı hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı;
Davanın, 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu Kararına ilişkin kısmına gelince; 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun işlem tarihinde yürürlükte bulunan 4638 sayılı Kanun ile değişik 55. maddesi ile anılan Kanun'a dayanılarak çıkarılan ve yine işlem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik kurallarının birlikte değerlendirilmesinden; bir amirin bir üst rütbeye terfi ettirilip ettirilemeyeceği konusundaki temel iki ölçütün, kıdem ve liyakat olduğunun anlaşıldığı; buna göre, bir terfi döneminde terfi etmeyi hak eden amirlerin kıdemlerine göre sıralanmasından sonra, belirlenen sıralamaya göre her birinin liyakat yönünden değerlendirilmesi, liyakat yönünden yeterli görülenlerin terfi ettirilmesi, yeterli görülmeyenlerin ise terfi ettirilmemesi gerektiği, liyakatin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesinde ise personelin aldığı sicil, ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmişte alınmış cezalar, geçirilen ve devam eden soruşturmaların niteliğinin bir bütün olarak dikkate alınması gerektiği;
Bakılan davada, gerek dava konusu Yüksek Değerlendirme Kurulu Kararının 12. maddesinde yer alan "Emniyet Teşkilatında halen görev yapmakta olan 3. sınıf emniyet müdürü, 4. sınıf emniyet müdürü ve emniyet amiri rütbesindeki personelin mevcut sayısı ile rütbelere göre görev unvanları ve görev yerleri ve Teşkilatın görev ve sorumlulukları ile güvenlik hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde kullanımı dikkate alındığında, bu kapsamdaki mevcut personelin bulundukları rütbede bir yıl daha kalmaları gerektiğinin anlaşıldığı, anılan rütbelerdeki personelin mevcut durumda Teşkilatın öngördüğü rütbeli personel ihtiyacının çok üzerinde olduğu, rütbelerde sınırlı sayıda kadro bulunduğu, 3. sınıf emniyet müdürü ile 4. sınıf emniyet müdürü rütbelerinde hiç boş kadro bulunmadığı görüldüğünden; Emniyet Teşkilatının hizmet gerekleri dikkate alınarak aynı hukuksal kapsamda bulunan 3. sınıf emniyet müdürü, 4. sınıf emniyet müdürü ve emniyet amiri rütbesinde bulunan hiçbir personelin Kanun önünde eşitlik ilkesi çerçevesinde 2014 yılında bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine karar verildiği" şeklindeki açıklamadan, gerekse davalı idarelerin itiraz dilekçelerinin incelenmesinden, 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunda 3. sınıf emniyet müdürü, 4. sınıf emniyet müdürü ve emniyet amiri rütbesinde bulunan personelin hiçbiri hakkında liyakat yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, sayılan rütbelerdeki personelin yukarıda değinilen gerekçelerle terfi ettirilmemesine karar verildiği;
Buna göre, davalı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından davacının terfi ettirilmemesine sebep olarak; terfi edecekleri rütbelerde boş kadro bulunmaması gösterilmekte ise de, söz konusu rütbelerdeki kadroların değiştirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının iptal edilmiş olması ve ayrıca dava konusu Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı ile 371 adet 2. sınıf emniyet müdürünün 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmesi sonucu 371 adet 2. sınıf emniyet müdürü kadrosu ve zincirleme olarak da daha alt rütbelerde boş kadro oluşacak olması karşısında, davalı idarece, Yüksek Değerlendirme Kurulunun tekrar toplanması ve personelin liyakat yönünden terfiye layık olup olmadığı hususunda yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekeceğinden, doğrudan boş kadro bulunmadığından bahisle tesis edilen işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı;
Davacının yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin istemine gelince; yukarıda aktarılan gerekçe uyarınca yeniden değerlendirmeye tabi tutulacağından bu aşamada davacının maddi kaybından söz edilmesine hukuken olanak bulunmadığı, bu nedenle tazminat isteminin reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle,
10/05/2014 tarih ve 28996 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 3. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvan karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmı yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu Kararı ile üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin işlemin iptaline ve davacının yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemi yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idareler tarafından, Emniyet Teşkilatı personelinin rütbelere göre dağılımını gösteren mevcut personel piramidi incelendiğinde, emniyet müdürleri rütbelerinde yığılma olduğu, alt rütbelerdeki personele ise daha fazla ihtiyaç duyulduğu, hiyerarşi mesleği olan emniyet teşkilatında personel piramidinin yeniden oluşturulması, üst rütbelerdeki yığılmanın önlenerek teşkilatın sağlıklı bir yapıya kavuşturulması amacıyla kadro değişikliğine gidilmesi ihtiyacının ortaya çıktığı, hizmet gereği ve kamu yararı gözetilerek Emniyet Genel Müdürlüğüne ait kadrolarda değişiklik yapıldığı, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu sebeple kararın iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 14/02/2019 tarih ve E:2016/19916, K:2019/1147 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 26/11/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Anayasa'nın 125. maddesinin 4. fıkrasında, "Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez." ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 2. fıkrasında, "İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler." kuralı yer almıştır.
İdari faaliyetlerin temel ve ortak amacı kamu yararını gerçekleştirmektir. İdarenin bu amacı sağlamak için yapacağı işlem ve eylemlerin türünü, zamanını ve yöntemini belirlemekte sahip bulunduğu takdir yetkisinin sınırsız olmadığı ve yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden yargı denetimine tabi bulunduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Anayasa'nın 125. maddesinin 4. fıkrasının ilk cümlesinde yer aldığı ve 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde de açıkça ifade edildiği gibi idari işlemler üzerindeki yargısal denetim bu işlemlerin hukuka uygunluğunun saptanmasıyla sınırlıdır. İdarenin takdir yetkisinin denetimine yargı organları yönünden getirilen ve idari işlemlerin yalnızca hukuka uygunluk açısından denetlenebilecekleri biçiminde ifade edilen kural aynı zamanda idarenin takdir yetkisinin kullanılmasında uyması gereken sınırları da koymuş olmaktadır. Başka bir anlatımla, idarelerin belirli bir kamu hizmetinin etkili ve verimli bir biçimde yürütülmesi, kamu yararının daha somut bir biçimde ortaya konulması için birden çok seçenekten birisini tercihte takdir yetkisiyle donatıldıkları durumda idari yargı organlarının bu yetkisini hukuka uygun olarak kullandığının saptanması koşuluyla idareyi bu seçeneklerden birisini tercihe zorlayacak ya da belli bir yönde işlem veya eylem tesisine zorunlu kılacak biçimde yargı kararı vermeleri Anayasa ve Kanun'un yukarıda belirtilen ilkeleriyle bağdaştırılamaz.
Davalı idarenin, bir üst rütbeye terfi ettirilmesi konusunda, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri kapsamında yapacağı değerlendirmeler ile emniyet hizmetlerinin gereklerini de dikkate alarak, sonrasında ulaşacağı sonuca göre takdir yetkisinin bulunduğu, idarenin bu takdir yetkisinin yargısal denetiminin hak ve menfaat ilkeleri ile kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı yönünden yapılması gerekmektedir.
Olayda, her ne kadar bazı kamu kurum ve kuruluşlarına ait kadrolarda düzenleme yapılmasına dair 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu kararına yönelik olarak iptal kararı verilmiş ise de, işlemin gerekçesinin sadece sınırlı sayıda kadro bulunması hususu olmayıp, dava konusu Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının terfi ettirilmeme gerekçesinin belirtildiği 12. maddesinde, Emniyet Teşkilatında halen görev yapmakta olan 3. sınıf emniyet müdürü, 4. sınıf emniyet müdürü ve emniyet amiri rütbesindeki personelin mevcut sayısı ile rütbelerine göre görev unvanları ve görev yerleri ve teşkilatın görev ve sorumlulukları ile güvenlik hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde kullanımı göz önüne alındığında, bu kapsamdaki mevcut personelin bulundukları rütbede bir yıl daha kalmaları gerektiğinin belirtilmesi karşısında dava konusu bireysel işlemin gerekçelerinden sadece biri olan sınırlı sayıda kadro bulunması hususunun dayanağı olan Bakanlar Kurulu kararının iptal edilmiş olması ve üst rütbeye terfi nedeniyle boşalan kadroların ortaya çıkmış olması, söz konusu işlemi hukuka aykırı hale getirmeyeceğinden, mevcut durumda Teşkilatın öngördüğü rütbeli personel ihtiyacı dikkate alınarak takdir yetkisi kapsamında ve kanun önünde eşitlik çerçevesinde kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak tesis edilen dava konusu bireysel işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davalı idarelerin, temyiz istemlerinin kabulü ile Daire kararının, davacının bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin işlemin iptali yolundaki kısmının bozulması gerektiği oyuyla, kararın bu kısmına katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi