
Esas No: 2017/12159
Karar No: 2022/4890
Karar Tarihi: 23.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/12159 Esas 2022/4890 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, sahte fatura kullanma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, sanık müdafisinin duruşmalı inceleme istemi reddedilmiştir. Kararda, suçlara konu olan faturaların gerçekliğinin belirlenmesi amacıyla vergi inceleme raporlarının getirtilmesi, aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, faturaları düzenleyen şirket yetkililerinin tanık sıfatıyla dinlenmesi, faturanın gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için araştırmalar yapılması gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca, kararda mahkûmiyetine hükmedilen sanığın avukatlık ücretine hükmedilmediği, Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaası dosya arasında bulunmadığı ve suç tarihinin yanlış gösterildiği ifade edilmiştir. Son olarak, Anayasa Mahkemesi tarafından 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle sanığın durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri ise şöyle özetlenebilir; 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi, 1412 sayılı CMUK’nin 318. maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 367. maddesi ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık müdafisinin duruşmalı inceleme isteminin hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUKnin 318. maddesi gereğince reddine oy birliğiyle karar verilerek yapılan incelemede;
1) Sanık hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan açılan kamu davasında; sanığın suça konu olan faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını savunması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
a) Suçlara konu olan faturaları düzenleyen mükellefler hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
c) Faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması,
d) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturayı düzenleyen mükelleflere ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının, kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoku olup olmadığı araştırılıp faturaları düzenleyen mükellefler ile kullanan mükellefin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile mahkumiyetine hükmedilmesi,
2) Kabule göre;
a) Sanığın mahkûmiyetine hükmedildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu avukatlık ücretine hükmolunmaması,
b) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 367. maddesi uyarınca dava şartı olan Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaasının denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulmaması,
c) Suça konu faturaların 2010 takvim yılı en son Eylül ayı KDV beyannamesinde kullanılması nedeniyle “25.10.2010” olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “10.07.2011” olarak yanlış gösterilmesi,
d) Hükümden sonra 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 23.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
