15. Ceza Dairesi 2014/10583 E. , 2017/33 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından beraat
2-Sanık ... hakkında;
a)Sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
b)Dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-f-son, 62, 52, 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanıklardan ...’in beraatına dair hükümler, katılan ... vekili ve katılan ... tarafından; aynı suçlardan ...’in mahkûmiyetine ilişkin hükümler ise, katılan ... vekili ile ... ve sanık ... müdafi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklardan ..."in şikâyetçilerden limon almak istediğini söylediği, limonların verilmesinden önce şirket adına temsile yetkisi olmadığını bildiği halde bir şekilde ele geçirmiş olduğu ... şirketine ait çeki 45.000,00 TL olarak düzenlemek ve keşideci olarak şirket yetkilisi sanık ...’nin imzasını atmak suretiyle teminat olarak verdiği, sonrasında limon almaya başladığı, 45.000,00 TL değerinde limon aldıktan sonra 19.01.2010 tarihli 15.000,00 TL"lik çeki yine sanık ...’in imzasını atarak verdiği, ...’nin de çekteki imzaların kendisine ait olmadığını bildiği için tahsili önlemek amacı ile imza inkarında bulunduğu, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık ... hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılanlardan ... vekili ile ... tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, suçların sübut bulduğuna ve beraat kararlarının kanuna aykırı olduğuna ilişkin katılan ... vekili ile ...’nin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik katılanlardan ... vekili ile ... ve sanık ... müdafi yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, hesap sahibinin önceden verdiği açık ya da örtülü rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde zarar verme bilinci bulunmayacağından kastın varlığının ileri sürülemeyeceği, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığının kabul edilemeyeceğinden hareketle; sanık ...’in aşamalardaki savunmalarında, çekleri ...’nin rızası dahilinde düzenleyerek verdiğini, limonların teslim edilmemesi üzerine çeklerin karşılığını bulundurmadıklarını belirterek suçlamaları kabul etmemesi ve şikayetçi ... ile tanıkların beyanlarında da, çeklerin karşılıksız çıkması üzerine şirkete gittiklerinde ...’nin kendilerine ortağı olan ... tarafından verilen çeklerden haberinin olduğunu, karşılıklarını ödeyeceklerini belirtmeleri karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, sanık tarafından, alınan limonların şirket adına alınıp alınmadığı, sanığa sözlü olarak çek keşide etme yetkisi verilip verilmediği ile katılana veya başka kişilere daha öncesinde bu şekilde keşide edilip ödenen çeklerin bulunup bulunmadığı hususlarının şirket işlerini asıl olarak yürüten ... ve ...’in beyanları ile şirket kayıtlarından araştırılıp, suça konu çeklerin sanık tarafından sahtecilik ve dolandırıcılık kastıyla hareket etmeden hesap sahibinin örtülü rızasına dayanılarak düzenlenip düzenlenmediğinin tespit edilmesi suretiyle hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a)Suça konu çeklerin farklı tarihlerde verildiğinin iddia edilmesine ve mahkemenin kabulünün de bu yönde olmasına karşın, sahtecilik suçundan kurulan hükümde, TCK’nın 43. maddesinde yer alan zincirleme suç hükümleri gereğince sanığın cezasının artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)TCK’nın 158/1-f-son maddesine göre adli para cezasının, aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel gün birim sayısı üzerinden belirlenip, artırım ve indirimlerin yapılmasından sonra elde edilen sonuç gün birim sayısının, 20-100 TL arasında tespit edilecek bir gün karşılığı para miktarı ile çarpılması suretiyle tayin edilmesi gerekirken, temel cezanın 5000 gün olarak belirlenip, 20,00 TL’den çevrilmesinden sonra, belirlenen cezanın haksız menfaat miktarının iki katından az olduğundan bahisle bu meblağa çıkarılarak indirim oranlarının da bunun üzerinden yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, katılanlardan ... vekili ile ... ve sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 09.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.