Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7869
Karar No: 2015/8680
Karar Tarihi: 08.10.2015

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/7869 Esas 2015/8680 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/7869 E.  ,  2015/8680 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Urla Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 22/01/2014
    NUMARASI : 2013/459-2014/41

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2006 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacının davasının kabulüne, asli müdahillerin davasının reddine dair verilen 22.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asli müdahil H.. E.. v.d. vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı M.. C.., paydaş olduğu 957 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlarının paylarını davalı Ç... A.."a satış yoluyla devrettiklerini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek, önalım hakkı nedeniyle payın adına tescilini istemiştir.
    20.03.2007 günü harcı yatırılan dilekçeyle İ... O.. mirasçıları; 05.07.2007 günü harcı yatırılan dilekçeyle K... A..dahil davacılar davalı Ethem"in satış yoluyla edindiği payların önalım hakkı nedeniyle adlarına tescilini talep etmişlerdir.
    Davalı vekili, davaların reddini savunmuş, 22.01.2014 tarihli duruşmada ise, İ...O...mirasçıları ve A... K... mirasçılarının istemlerini kabul etmiştir.
    Mahkemece, davacı M.. C..’ün isteminin kabulüne; dahili davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı ve tereke temsilcilerinin dava şartını yerine getirmedikleri gerekçesiyle istemlerinin reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili ile bir kısım müdahil davacılar ve tereke temsilcileri vekili temyiz etmiştir.
    Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde, karara ulaşmak bakımından, mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemleri tarafların ya da mahkemenin arzularına, insiyatifine bırakılmamış olmaktadır.Hakimin tespit ettiği süreler kural olarak kesin değildir.
    Hakim, kendi tayin etmiş olduğu süreyi, HMK’nın 90/2. maddesine göre iki tarafı dinledikten sonra haklı nedenlere dayanarak, azaltıp çoğaltabilir ve bu sürenin, kesin olduğuna da karar verebilir (HMK m. 94/2, HUMK m.159).
    Öte yandan, (mülga 1086 sayılı HUMK"nın 163. maddesi) 6100 sayılı HMK"nın 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir.
    Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu cümleden olarak, kesin sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve yeterli uzunlukta olmasının yanı sıra, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece, 19.11.2013 tarihli oturumda, davacı tarafa 1 no"lu ara kararı gereğince şufa bedelini depo etmesi için iki haftalık kesin süre verilmesine şeklinde ara kararı oluşturulmuş ise de mahkemece davacıların yatırması gereken şufa bedeli hesaplanmamış ve verilen süre içerisinde önalım bedeli yatırılmadığı takdirde ne gibi hukuki sonuçlar doğuracağı açıklanmamış, usulüne uygun ihtarat yapılmamıştır.
    Bu durumda mahkemece, davacı tarafa yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda yatırılması gereken önalım bedeli açıkça bilidirilerek bu bedelin depo edilmesi için usulüne uygun şekilde bir kesin süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken belirtilen husus gözetilmeden usul hükümlerine aykırı şekilde oluşturulan kesin süreye ilişkin ara kararının yerine getirilmediği gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi doğru değildir.
    Diğer taraftan Müdahil davacı K... A... Y... mirasçıları G.. K.. ve E.. Y.. 24.01.2014 tarihli celsede önalım hakkını kullanmak istemediklerine dair beyanda bulunduklarından bu davacılar hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
    Öte yandan, dava konusu 917 sayılı parselde İ... O.."ın payı yargılama sırasında paylı mülkiyete dönüştürülmüştür. İ... O..payı, mirasçılar adına paylı olarak tescil edildiğinden tereke temsilcisinin görevi sona ermiştir. Bu durumda, tapuda paylı malik haline gelen İ... O... mirasçıların önalım hakkını kullanıp kullanmayacakları sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca İ... O..mirasçılarından M.. O.. 08.10.2012 tarihinde vefat etmiş olup payı elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan M.. O.. mirasçılarının davaya katılıp katılmayacakları sorulmalı ve mirasçıların tamamının muvafakatı sağlanamadığı takdirde M.. O.. terekesine temsilci atanması için davayı takip eden mirasçı ya da mirasçılara süre verilerek taraf teşkili sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekili ile bir kısım müdahil davacılar ve tereke temsilcileri vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içersinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi