Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2020/3094
Karar No: 2020/5487
Karar Tarihi: 01.12.2020

Danıştay 10. Daire 2020/3094 Esas 2020/5487 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/3094
Karar No : 2020/5487

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … / …
VEKİLİ : Huk. Müş. …
2- ... Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında imzalanan ve 15/07/2010 tarih ve 6007 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahasında Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın onaylanmasına ilişkin 27/08/2010 tarih ve 2010/918 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, nükleer santralin yapılması planlanan Büyükeceli Köyünün aktif Ecemiş fay hattı civarında olduğu, zeminin dayanıklı olmadığı, Çernobil felaketi sonrası bütün dünya ülkelerinin nükleer santralden vazgeçme kararı aldığı, nükleer bir sızıntısı tehlikesi durumunda turizm ve tarım sektörlerinin de olumsuz etkileneceği ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMASI :
Cumhurbaşkanlığı tarafından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği, milletlerarası bir anlaşmanın onaylanmasına ilişkin olarak çıkarılan Bakanlar Kurulu kararının yargı denetimi dışında olduğu, söz konusu anlaşmanın nükleer enerjinin nitelikleri ve sahip olduğu üstünlükler ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki kullanımının yaygınlaşması, ülkemizin bu konudaki ihtiyaç ve hedefleri ile jeopolitik konumumuz, ayrıca bölgesel ve küresel barış, refah ve istikrara sağlayacağı katkılar dikkate alınarak hazırlandığı, davacı tarafından sözü edilen Ecemiş Fay hattının Akkuyu sahasının yaklaşık 150 km. kuzeydoğusunda sonlandığı ve bu fayın bir tehlike oluşturmadığı, … tarafından sahanın her yönüyle incelendiği, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının mevzuata uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Dışişleri Bakanlığı tarafından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği, hasım konumundan çıkarılmalarının gerektiği, milletlerarası bir anlaşmanın onaylanmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarının hükümet tasarrufu niteliğinde olduğundan yargı denetimi dışında olduğu, tüm dünyanın nükleer enerjiden vazgeçtiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, Akkuyu'da inşa edilmesi öngörülen nükleer santralin en yüksek güvenlik standartlarına sahip olmasının öngörüldüğü, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının mevzuata uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda "avukatlık ücreti" ile sınırlı olarak yeniden bir karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında imzalanan ve 15.7.2010 günlü, 6007 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahasında Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın onaylanmasına ilişkin 27.8.2010 günlü, 2010/918 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90. maddesinin birinci fıkrasında, “Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.”, üçüncü fıkrasında “ Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik veya idari andlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluluğu yoktur”, son fıkrasında ise “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.” hükümleri yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; 12.5.2010 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İle Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti'nde Akkuyu Sahası'nda Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşma”nın imzalandığı, 15.7.2010 tarih ve 6007 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İle Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahasında Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun ile 12.5.2010 tarihinde imzalanan anlaşmanın onaylanmasının uygun bulunduğu, 6.10.2010 tarih ve 27721 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 27.8.2010 tarih ve 2010/918 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca adı geçen anlaşmanın onaylandığı anlaşılmaktadır.
Anayasanın yukarıda belirtilen 90. maddesinin son fıkrasındaki düzenleme ile anayasa koyucu, milletlerarası ilişkilerin siyasi yönünün ağır basması nedeniyle dış ilişkilerin sürekliliği bakımından doğabilecek sakıncaların önlenmesi amacıyla milletlerarası andlaşmaların iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını engellemeyi amaçlamıştır.
Bu durumda, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Anlaşma”nın idari işlem olarak nitelendirilip, iptal davasına konu edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Öte yandan davanın konusunu, bu Anlaşmadan, dolayısıyla Uluslar arası ilişkiden ayrılabilir nitelikteki, ancak ona dayanan, uygulanmasını sağlayan diğer bir idari işlem de ( yer seçimi kararı, lisans verilmesi veya ihale gibi) oluşturmadığından, bu haliyle 244 sayılı Yasa'nın gösterdiği yönteme uygun olarak tesis edilen 27.8.2010 tarih ve 2010/918 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, davanın reddi yolundaki Danıştay Onuncu Dairesinin 09/06/2015 tarih ve E:2011/8967, K:2015/2814 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 14/02/2018 tarih ve E:2016/837, K:2018/469 sayılı kararıyla, davanın reddine ilişkin kısmın onandığı davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden ise bozulduğu görülmekle, bozma kararına uyularak, vekalet ücreti yönünden gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında imzalanan ve 15/07/2010 tarih ve 6007 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahasında Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın onaylanmasına ilişkin 27/08/2010 tarih ve 2010/918 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollama yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinde ise, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık Ücreti" başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 6. maddesi ile, idareleri idari yargı mercilerinde temsil etme yetkisi, hukuk birimi amirlerine, muhakemat müdürlerine, hukuk müşavirlerine ve avukatlara tanınmış; aynı Kanun Hükmünde Kararname'nin 14. maddesinde ise, "Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekâlet ücreti takdir edilir." hükmüne yer verilmiştir. Alıntısı yapılan mevzuat hükümleri uyarınca, hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri veya avukatlar tarafından takip edilip idareler lehine sonuçlanan davalarda, ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi zorunlu olup, "ilgili mevzuat" ifadesinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin anlaşılması gerektiği de açıktır. Bu itibarla, 659 sayılı KHK'nın yürürlüğünden sonra verilen kararlarda, dava 659 sayılı KHK'nın yürürlüğünden önce açılmış olsa dahi, yukarıda belirtilen esaslara göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, İdari Dava Dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin dördüncü fıkrasında da idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği ancak Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmış; böylece Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar imkânı tanınmamıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Onuncu Dairesinin 09/06/2015 tarih ve E:2011/8967, K:2015/2814 sayılı kararının verildiği tarihde, 02/11/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı KHK yürürlükte olduğu halde davalı Cumhurbaşkanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmaktadır.
Danıştay Onuncu Dairesince, davanın esası hakkında verilen davanın reddine ilişkin karar kesinleştiğinden; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda "avukatlık ücreti" ile sınırlı olarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 31/12/2014 tarih ve 29222 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve kararın verildiği 29/06/2015 tarihinde yürürlükte bulunan 2015 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Danıştay'da ilk derecede duruşmalı olarak görülen davalar için belirlenen … TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, davalı Cumhurbaşkanlığı'na verilmesine,
2. Temyiz aşamasında davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen … TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan kısmın karar kesinleştikten sonra istemleri halinde taraflara iadesine,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 01/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi