Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2015/1981
Karar No: 2020/3441
Karar Tarihi: 01.12.2020

Danıştay 13. Daire 2015/1981 Esas 2020/3441 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/1981
Karar No:2020/3441

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü


İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Deri Tekstil Sanayi Ticaret A.Ş.'ye … Asliye Ceza Mahkemesi'nce 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'a muhalefetten dolayı verilen adli para cezasının şirket yönetim kurulu üyesi olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen 23/10/2009 tarih ve 15 takip numaralı …-TL tutarındaki ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; dava dosyası ve Mahkemenin E:… sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden, davacının daha önce yönetim kurulu üyesi olduğu …Tekstil ve Deri Sanayi Ticaret A.Ş. hakkında … Asliye Ceza Mahkemesi'nin E:…, K:… sayılı kararıyla hükmedilen adli para cezalarının tahsili amacıyla … Vergi Dairesi'nce takibata başlanıldığı, şirket adına ödeme emri düzenlendiği, ancak tüzel kişiliğin bilinen adresinde tebliğ yapılamadığı, adres araştırmasında yeni adresinin de bulunamayarak para cezasının ilanen tebliğ edildiği, söz konusu borcun tahsil edilebilmesi için yapılan kovuşturma ve mal varlığı araştırmasında ödevli şirketin mal varlığına ulaşılamaması ve amme alacağının tahsil edilememesi üzerine borcun tahsili için borcun doğduğu dönemde şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacı adına ödeme emri düzenlenmesi üzerine bakılan davanın açıldığı, davacının yönetim kurulu üyesi olarak sorumlu olduğu dönemde işlenen suçtan kaynaklanan borcun davacıdan tahsili gerektiğinden, kesinleşen amme alacağının tahsili için düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan davacı tarafından, 27/03/2002 tarihinde …Tekstil ve Deri Sanayi Ticaret A.Ş.'deki payını devrettiği ve dava konusu borçla ilgili de bir sorumluluğu kalmadığı iddia edilmekte ise de dava konusu borcu doğuran suçların davacının şirketteki yönetim kurulu üyeliğinin devam ettiği 22/07/2000 tarihinde işlendiği ve davacının para cezasından sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmediği, ilanen tebligat yoluna başvurularak yerel bir gazetede ilan edildiği, ancak gazetenin ikamet ettiği yerde yayınlanmayan ve dağıtılmayan bir gazete olduğu, tebligatın usulsüz olduğu, usulsüz tebligata dayalı olarak kesinleşen bir kamu alacağından bahsedilemeyeceği, kamu alacağının ortağı olduğu şirkete ait olduğu, şirket borcundan dolayı şahsi mal varlığından tahsil yoluna gidilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, borcun ödevli şirket tarafından süresinde ödenmediği, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen ve tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda farklı kişilerin kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenler olması hâlinde bu kişilerin amme alacağından müteselsilen sorumlu tutularak takip edileceği, şirketin vergi borçları dolayısıyla 2003 yılında yapılan mal varlığı araştırmasında haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmadığı, şirketten tahsil edilemeyen amme alacağı için şirketin kanuni temsilcisi olan yönetim kurulu üyesi davacı hakkında ödeme emri düzenlenmesinin hukuka uygun olduğu, ödeme emrinin davacıya bizzat 11/11/2009 tarihinde tebliğ edildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Asliye Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile … Deri Tekstil Sanayi Ticaret A.Ş.’nin ithalat yapmak üzere yurt dışına yapmış olduğu ihracat bedeli dövizi yurda getirmediği gerekçesiyle 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un 3. maddesinin (b) bendi uyarınca şirketin adli para cezası ile cezalandırıldığı, para cezasına ilişkin söz konusu kararın Cumhuriyet Savcılığı'nın 16/02/2003 tarih ve 90 sayılı yazısı ekinde Vergi Dairesi'ne gönderildiği, Vergi Dairesi'nce şirket adına düzenlenen ödeme emrinin şirkete tebliğ edilemediği, yapılan malvarlığı araştırması neticesinde şirketin haczedilecek mal varlığının bulunmadığından söz konusu borcun şirketten tahsil imkânı bulunmadığının anlaşılması üzerine şirket yönetim kurulu üyesi olan davacı adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımının ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Bakanlar Kurulu'nun salahiyetli olduğu belirtilmiş; Kanun'un eylemin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan 3. maddesinin (b) bendinde, her türlü mal, kıymet, hizmet ve sermaye ithal ve ihraç edenler veya bu işlere aracılık edenlerden, bu işlemlerinden doğan alacaklarını 1. maddeye göre alınan kararlardaki hükümlere göre yurda getirmeyenlerin, yurda getirmekle yükümlü oldukları kıymetin rayiç bedelinin yüzde beşi tutarında ağır para cezasıyla cezalandırılacağı kuralına yer verilmiş; anılan kural, 30/12/2008 tarih ve 27096 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5827 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile, "Her türlü mal, kıymet, hizmet ve sermaye ithal ve ihraç edenler veya bu işlere aracılık edenlerden bu işlemlerinden doğan alacaklarını 1. maddeye göre alınan kararlardaki hükümlere göre ve bu kararlarda tayin edilen süreler içinde yurda getirmeyenler, yurda getirmekle yükümlü oldukları kıymetlerin rayiç bedelinin yüzde beşi kadar idarî para cezasıyla cezalandırılırlar. İdarî para cezasına ilişkin karar kesinleşinceye kadar alacaklarını yurda getirenlere, birinci fıkra hükmüne göre idarî para cezası verilir. Ancak, verilecek idarî para cezası yurda getirilmesi gereken paranın yüzde ikibuçuğundan fazla olamaz." şeklinde değiştirilmiştir.
1567 sayılı Kanun'un Ek 4. maddesinde, bu kanuna göre gerçek ve tüzel kişiler hakkında hükmolunacak para cezalarıyla 1. maddeye göre alınan kararlar uyarınca tahsili gereken alacaklar hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
11/08/1989 tarih ve 20249 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 8. maddesinin (a) bendinde, ticari amaçlarla ihraç edilen malların bedelinin, bu Karar'da öngörülen özel hâller ile Bakanlıkça uygun görülen mücbir sebeplerden kaynaklanan gecikmeler hariç, fiili ihraç tarihinden itibaren en çok 180 gün içinde ihracatçılar tarafından yurda getirilerek bankalara veya özel finans kurumlarına satılmasının zorunlu olduğu kuralına yer verilmiş; ancak 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair 2008/13186 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 3. maddesi ile bu kural değiştirilerek ihracat bedellerinin tasarrufunun serbest olduğu belirtilmiştir.
Bu kapsamda, uyuşmazlığa konu adli para cezasının dayanağını teşkil eden hükmün kaldırıldığı görülmüştür.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 5. maddesinin birinci fıkrasında, mahkemenin, kesinleşen ve yerine getirilmesini onayladığı cezaya ilişkin hükmü Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndereceği; bu hükme göre cezanın infazının Cumhuriyet savcısı tarafından izleneceği ve denetleneceği; 98. maddesinin birinci fıkrasında ise mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar isteneceği kurala bağlanmıştır.
6183 sayılı Kanun'un 3. maddesinde, "para cezaları" teriminin, adli ve idari para cezalarını ifade ettiği belirtilmiş; "Ödeme emri" başlıklı 55. maddesinin birinci fıkrasında, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itirazda bulunabileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
Anılan şirket aleyhine ağır para cezasına hükmedilmesine ilişkin … Asliye Ceza Mahkemesi'nin … tarihli kararında 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ile ihracat bedellerinin tasarrufuna serbesti getirildiği, davaya konu 23/10/2009 tarihli ödeme emrinin ise bu tarihten sonra düzenlendiği görülmüştür.
Bu durumda, davalı idarece, adlî para cezasının infaz işlemlerinden ve denetiminden sorumlu olan ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, adlî para cezasının dayanağı olan düzenlemeye göre sonradan yürürlüğe giren düzenlemenin hükümlünün lehine olup olmadığı yolunda bir belirleme yapılıp yapılmadığı ve yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenip istenmediği araştırıldıktan sonra tahsilat işlemlerine devam edilip edilmeyeceğinin ortaya konulması gerekmektedir.
Bu itibarla, davalı Vergi Dairesi tarafından, ödeme emrinin düzenlendiği tarihten önce mevzuatta yapılan değişiklik dikkate alınarak adlî para cezasının tahsiline engel bir durumun bulunup bulunmadığının, bu konuda ödeme emriyle takibe devam edilip edilmeyeceğinin belirlenmesi suretiyle işlem tesis edilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmaksızın tanzim edilen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki temyize konu Mahkeme kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi