Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü takipte, borçlu iflasın ertelenmesi davası açıldığını, tedbir kararı verildiğini bu nedenle , takibin haczin ve tedbir uygulamalarının durdurulmasını talep etmiş, icra müdürlüğünce 04.02.2009 tarihinde takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği bu işlemin alacaklı tarafından mahkemede şikayet konusu yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda istemin reddine karar verilmiştir.
Borçlunun icra müdürlüğü nezdinde şikayete konu yaptığı İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 14.10.2008 tarih ve 2008/665 Esas sayılı kararında "üçüncü kişilerce yapılacak icra takipleri ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının durdurulmasına" şeklinde ihtiyati tedbir kararı verdiği anlaşılmıştır. Görüldüğü gibi verilen tedbir kararı yapılan ve yapılacak işlemlerin durdurulmasına ilişkin olup, işlemein "iptaline" veya "yapılmamasına" şeklinde değildir. Bu durumda icra müdürlüğünce konulan haciz işlemlerinin "kaldırılması" yerine "durdurulması" şeklinde karar verilmesi gerekir. Mahkemece alacaklı şikayetinin kısmen kabulüyle hacizlerin fekkine ilişkin icra müdürlüğü işleminin iptaliyle durdurulması yönünde işlem yapılması için icra müdürlüğüne talimat verilmesine" karar vermek gerekirken istemin tümden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.