Abaküs Yazılım
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1320
Karar No: 2020/1293
Karar Tarihi: 02.12.2020

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2020/1320 Esas 2020/1293 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1320
Karar No : 2020/1293

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … (Mirasçıları: …,…, …)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Muris ... adına ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
.... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı:
Davacı adına tahakkuk yapılabilmesi ve ödeme emri düzenlenebilmesi için öncelikle davacının vergi mükellefi olması gerekmektedir.
Olayda, uyuşmazlık konusu ödeme emrinin dayanağı vergi mükellefiyetinin iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen ... tarih ve E:..., K:...sayılı kararla davanın kabul edilerek vergi mükellefiyetinin iptal edildiği, dolayısıyla dava konusu ödeme emrinin dayanağının kalmadığı anlaşıldığından, davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Mahkeme bu gerekçeyle ödeme emrini iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 05/02/2018 tarih ve E:2016/5022, K:2018/1100 sayılı kararı:
Dosyanın incelenmesinden, Mahkemece karar verildikten sonra davacı vekili tarafından UYAP üzerinden gönderilen 14/01/2015 tarihli dilekçede davacının 6552 sayılı Kanun kapsamında vergi dairesine olan borçlarını yapılandırdığı ve yapılandırma nedeniyle açılmış olan davanın konusuz kalmasından dolayı davadan feragat ettiklerine ilişkin beyanı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının söz konusu başvurusu üzerine davalı idare tarafından işlem yapılıp yapılmadığı ilgili vergi dairesinden sorulması, başvuru üzerine işlem yapılmış ise bu hususlar değerlendirilmek suretiyle Vergi Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
Dairenin, davacının karar düzeltme istemini kabul ederek önceki kararını kaldırdıktan sonra temyiz istemini yeniden inceleyerek verdiği 15/11/2018 tarih ve E:2018/3356, K:2018/11170 sayılı kararı:
Vergi Mahkemesince, uyuşmazlık konusu ödeme emrinin dayanağı vergi mükellefiyetine karşı açılan davada Mahkemelerinin ... tarih ve E:..., K:...sayılı davanın kabulüne dair kararı hükme esas alınmış ise de, anılan karar Danıştay Dördüncü Dairesinin 15/11/2018 tarih ve E:2018/2868, K:2018/11168 sayılı kararıyla bozulduğundan, bu davada verilecek karara göre yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, olay tarihinde yürürlükte bulunan haliyle 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un "Cebren tahsil ve şekilleri" başlıklı 54/1. maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı; "Ödeme emri" başlıklı 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; "Ödeme emrine itiraz" başlıklı 58/1. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda aktarılan hükümler birlikte değerlendirildiğinde, ödeme emrine karşı açılan davalarda ilgililer tarafından ileri sürülebilecek iddialar sınırlı olarak sayılmış olup ödeme emri düzenlenebilmesi için öncelikle söz konusu vergi borcunun usulüne uygun olarak kesinleşmesi ve ödenmemiş olması gerektiği hususu her türlü izahtan varestedir.
Bu nedenle Mahkemece yeniden verilecek kararda, belirtilen hususlara ilişkin olarak bir değerlendirme yapılacağı da tabiidir.
Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
.... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Uyuşmazlık konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık olmadığı belirtilerek aksi yönde verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davalı idarece, davacıların murisi ...'ın 2008 yılında yirmi üç adet, 2009 yılında beş adet, 2012 yılında bir adet olmak üzere toplam yirmi dokuz adet gayrimenkulü sattığı hususu bilgisayar kayıtlarının tetkiki ile tapu kayıtlarından tespit edilmiştir.
Muris ..., ikametgah adresinde eşi imzasına tebliğ edilen … tarihli ve … sayılı yazı ile 2009 yılında gerçekleştirilen gayrimenkul satışlarını ticari kazanç veya değer artış kazancı olarak beyan etmesi gerektiği hususunda bilgilendirilmiştir.
14/12/2010 tarihinde davacının ikametgah adresinde faaliyetine devam edip etmediğinin tespitine yönelik olarak yoklama tutanağı düzenlenmiş ve davacı ile görüşülemediği hususu tutanak haline getirilmiştir.
14/06/2011 tarihinde ikametgah adresinde kızı imzasına tebliğ edilen yazı ile işe başlama dilekçesini sicil-yoklama servisine ibraz etmesi istenmiştir.
Davacının mükellefiyet kaydı 27/07/2011 tarihli işlemle 09/04/2008 tarihi itibarıyla açılmış ve matrahın tespiti için takdir komisyonuna sevk işlemi yapılmıştır.
11/04/2013 tarihli takdir komisyonu kararıyla tespit edilen matrah üzerinden 2009 yılının Ekim ve Kasım dönemleri için katma değer vergisi tarhiyatı yapılmış ve verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmiştir.
Muris ... adına düzenlenen vergi-ceza ihbarnameleri 21/06/2013 tarihinde ikametgah adresinde eşi imzasına tebliğ edilmiş, kesinleşmesi üzerine ödenmeyen verginin tahsili amacıyla uyuşmazlık konusu ödeme emri düzenlenmiştir.
Ödeme emrinin iptali istemiyle açılan bu dava devam ederken Muris ...'ın 29/07/2018 tarihinde vefat etmesi üzerine davayı takip hakkı kendisine geçen mirasçıları tarafından verilen yenileme dilekçesi ile davaya devam edilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun, 7061 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmadan önceki 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği kurala bağlanmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 12. maddesinde ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği ve mirasçılardan herbirinin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olacağı hükme bağlanmış, aynı Kanun'un 372. maddesinde de ölüm halinde vergi cezasının düşeceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bir kamu alacağının tahsil edilebilmesi için öncelikle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na göre tarh ve tahakkuk ettirilmesi gerekir. Öte yandan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'a göre tahsil usullerinin sırasıyla denenmiş olması zorunludur. Bu zorunluluğun doğal sonucu olarak bir idari işlemin tesis edilebilmesi için bir önceki hukuki durumun tekemmül etmiş olması hali aranmalıdır. Dolayısıyla bir önceki safha tekemmül etmeksizin bir sonraki safhaya ilişkin idari işlem tesis edilemeyeceği gibi sistematik içinde yer alan herhangi bir işleme karşı dava açılması durumunda ise önceden kesinleşmiş hukuki durumların yeniden incelenmesi yasal olarak mümkün değildir.
Ödeme emrine karşı açılan bu davada mahkemece, davacı adına tahakkuk yapılabilmesi ve ödeme emri düzenlenebilmesi için öncelikle davacının vergi mükellefi olması gerektiği gerekçesine dayanılarak davacının gayrimenkul alım satım faaliyetinde bulunduğundan bahisle adına tesis edilen mükellefiyet kaydının iptali istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararına atıf yapılarak karar verilmiştir. Ancak bu husus uyuşmazlık konusu ödeme emrinin dayanağı ihbarnamelere karşı açılacak davada incelenebilecek olup ihbarnamelere karşı dava açılmamıştır.
Bu durumda, davacı adına düzenlenerek usulüne uygun tebliğ edilen ihbarnamelere karşı dava açılmayarak kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık, ödeme emrinin iptali yolunda verilen mahkeme kararında ise hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin diğer hususlar yönünden hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere vergi mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, uyuşmazlık konusu ödeme emri muris ... adına düzenlendiğinden, katma değer vergilerinin yanı sıra gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası da içermekte olup yukarıda anılan mevzuat uyarınca ölüm halinde vergi cezasının düşeceği hususunun da yeniden verilecek kararda dikkate alınacağı tabiidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- .... Vergi Mahkemesinin, ... tarih ve E:..., K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi